Modern teknolojiler rüzgar çiftliklerini daha kârlı, yenilenebilir enerji ekonomisine geçişi ise daha ekonomik kılacak. Bu nedenle Siemens, VirtuWind adı verilen AB destekli bir araştırma projesine katılıyor. Proje, bir rüzgar çiftliğinin kontrol ağının tedarik maliyetlerini yıllık % 25, işletme maliyetlerini de yıllık %10 oranında azaltmak üzere tasarlandı.



Bir rüzgar çiftliğinin birbirine bağlı teknik bileşenlerini yapılandırmak ve takip etmek için kontrol ağları oluşturmak gerekiyor. VirtuWind projesinde, Siemens’in global Ar-Ge iş birimi Kurumsal Teknolojiler uzmanları, endüstriyel tesislerde kullanım için en yeni telekomünikasyon teknolojilerini uyarlıyor. Proje konsorsiyumunun başını Siemens çekiyor ve Avrupa Birliği, üç yıllık projeye €4.8 milyon miktarında hibede bulunuyor.
 

►İlginizi Çekebilir: Rüzgar Analizlerinde Doğru Metodoloji Seçimi

Rüzgar çiftliklerinin güvenli ve etkili operasyonu için katılımcıların sensörler, aktüatörler ve ağ cihazları (örn. yönlendiriciler) gibi çeşitli bileşenlere uzaktan erişim sahibi olmaları gerekiyor. Bunu mümkün kılmak için, rüzgar çiftliğinin yerel kontrol ağı, her bir rüzgar türbinini ilgili kontrol merkezine bağlıyor. Buna karşılık, yerel kontrol merkezi de yerel ağı şirket ağlarına veya internete bağlıyor ve böylece katılımcılar, çiftliğin cihazlarına ve verilerine erişebiliyorlar. Bu türden bir kurulum, E.ON gibi rüzgâr çiftliği sahiplerine, Siemens gibi rüzgar çiftliği operatörlerine, Tennet gibi iletim şebekesi operatörlerine ve sensör, aktüatör ve ağ yönlendiricisi tedarikçilerine fayda sağlayabiliyor. Ancak rüzgar çiftliklerinin kurulumu, işletilmesi ve sürdürülmesi karmaşık ve yüksek maliyetli kontrol ağı yapıları gerektiriyor. Örneğin, bu tür ağların sık sık güvenlik güncellemeleri yapmasına ihtiyaç duyuluyor. Bu da operasyonları kesintiye uğratabiliyor ve rüzgar türbinlerinin kapatılmasını gerektirebiliyor.

 

 

Ağın güvenilir ve güvenli olmasını sağlamak için, VirtuWind en yeni telekomünikasyon teknolojilerini kullanıyor. Uzmanlar, açık kaynak yazılım tanımlı ağ (SDN) ve ağ-fonksiyon sanallaştırması (NFV) modüllerini, rüzgar çiftliklerinin ihtiyaçlarına göre uyarlıyor. Akıllı yazılımlar rüzgar türbinlerinin kurulumu, bakımı, süregelen işletimi ve güvenliği açısından önemli rol oynuyor. Programlanabilir NFV modülleri, süreçleri daha hızlı ve basit hale getiriyor ve gereken donanım miktarını azaltıyor.



Ancak uzmanların, yazılım modüllerini adapte ederken çok katı gereklilikleri dikkate almaları gerekiyor. Örneğin, eğer çok sayıda hizmet sağlayıcısı bir rüzgar türbininin sensörlerine aynı anda erişmek isterse, yetkili taraflar olarak tanımlanmaları, tüm ağ sektörleri boyunca garanti edilmiş bant genişlikleri elde etmeleri, sinyalin de garanti edilmiş bir zaman içinde bağlanması gerekiyor. Eğer bir iletim kanalı bozulursa, sistemin anında alternatif bir yola geçiş yapabilmesi ihtiyacı duyuluyor.


 

VirtuWind uzmanları aynı zamanda rüzgar çiftliklerindeki sıra dışı olayları da analiz ediyor ve bu bilgiyi, açık kaynak modüllerini genişletmekte kullanıyor. Bu, donanımın değiştirilmesine veya yerinde çalışmaların yapılmasına gerek kalmadan, akıllı yazılımın ağ yapılandırmasında değişiklikler yapmasını mümkün kılıyor. Sonuç ise elektrik şebekesi operatörlerinin ve hizmet sağlayıcılarının aynı ağ kaynaklarını kullanmalarını sağlayan bir altyapı oluyor.

Siemens Kurumsal Teknolojiler’deki uzmanlar projede elde edilen bulguları, diğer sektörlerdeki kontrol ağlarını optimize etmek için de kullanmak istiyorlar.

VirtuWind, AB’nin beşinci nesil iletişim standardını geliştirmeye yardımcı olan 5G Altyapı Kamu Özel Şirket Ortaklığı kapsamındaki 19 projeden biri. Proje 2018’e kadar devam edecek. Siemens’e ek olarak konsorsiyumda NEC, Intel, Deutsche Telekom, Intracom SA Telecom Solutions, Worldsensing, Technical University of Munich (TUM), Foundation for Research and Technolgy Hellas ve King‘s College London da bulunuyor.
 

►İlginizi Çekebilir: Hava Yoğunluğunun Rüzgar Türbinleri Güç Eğrisi Üzerindeki Etkisi

Kaynak: