Askerin Nöbette Uyuması Tarihe mi Karışıyor?

Sakarya Üniversitesi Teknoloji Fakültesi' nin, güvenlik sağlanırken bunu daha güvenli hale getirmek için geliştirdiği sistemle nöbet tutan asker, polis ve güvenlik görevlilerinin sağlık durumu, konum ve pozisyonunu ortam şartları ile birlikte izleyerek takip edebilecek.

A- A+

30.07.2013 tarihli yazı 10676 kez okunmuştur.

Güvenliğimiz sağlanırken, gelişen teknolojinin gerek etkinlik gerek maliyet yönünden yetersiz kalması, güvenliğin sağlanması için insani unsuru ön plana çıkarmaktadır. İnsani unsurlar olarak bildiğimiz asker, polis ve güvenlik görevlileri nöbet tutarken ne yazık ki birçok olumsuzlukla karşı karşıya kalabiliyor. Bunların başında nöbet esnasında uykuya yenik düşmeleri gelirken, sağlık sorunları gelişebilir ve çeşitli saldırılara maruz kalabilirler.

Bu gibi durumların tespit edilmesi ve acil müdahalenin yapılabilmesi için Sakarya Üniversitesi Teknoloji Fakültesi geliştirdiği sistem üniversite-sanayi işbirliği ile hayata geçirilecek.

Projeyi yürüten Sakarya Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cüneyt Bayılmış sistemimin gerekliliğini şöyle ifade etti, " Ancak gerek ekonomik şartlar gerekse sistemlerin etkinliği göz önüne alındığında özellikle askeri güvenlik bölgelerinde güvenliğin sağlanması için insan unsurundan vazgeçilemiyor. Halen askeri bölgelerin güvenliği yaygın biçimde askeri personel tarafından icra edilen nöbet sistemi ile sağlanmakta. Geliştirilen proje ile askeri güvenlik bölgeleri başta olmak üzere, güvenliği personelin icra ettiği nöbet sistemi ile sağlanan yerlerde nöbet görevinin daha etkin biçimde yürütülmesini sağlayacak yüksek güvenlikli, özgün ve maliyet-etkin bir sistem tasarlanıp uygulanacak."

Nabız Sayısı Kontrolü Sağlayacak

Geliştirilen sistemle nöbet tutan asker, polis ve güvenlik görevlilerinin sağlık durumu, konum ve pozisyonunu ortam şartları ile birlikte izlenerek takip edilebilecek. Cüneyt Bayılmış, "Böylece herhangi bir olumsuz durumda merkezdeki yönetici personel uyarılarak gerekli tedbirlerin alınması ve acil durum prosedürlerinin işletilmesi sağlanacak. Örneğin, nöbet esnasında en sık rastlanan olumsuzluk olan nöbetçi personelin uyuyakalması durumu ile karşılaşıldığında, bu durum nöbetçinin nabız sayısından ve pozisyonundan algılanarak gerekli işlemler yapılabilecek. Aradaki haberleşme şifreli olarak sağlanacağından dışarıdan herhangi bir girişim olmasına izin verilmeyecek. Üzerine takıldığı kişinin tıbbi bilgileri kayda geçirilip sürekli takip altında tutulabilecek. Üzerine takılabilecek farklı algılayıcılarla ortam sıcaklığını, kişinin yürüyüp yürümediği de belirlenebilecek." diyerek duruma açıklık getirdi.

Bu sistemin kullanıcı üzerinde ki ağırlığı sadece iki kalem pilden ibaret. Sistemin tasarım ve işleyişini Bayılmış' şu sözleri ile anlattı: "Sistemin üç temel üründen meydana gelmesi düşünülüyor. İlk olarak nöbetçi üzerine yerleştirilecek portatif ve hareket kısıtlaması getirmeyen, istenen değerleri algılayarak baz istasyonuna radyo frekans haberleşmesi ile kablosuz olarak gönderecek özgün bir Kablosuz Algılayıcı Düğüm (KAD) tasarlanacak. Baz istasyonu KAD’dan gelen bilgileri merkeze iletecek. Son olarak da baz istasyonundan gelen bilgilerin algılanıp değerlendirildiği ve durumların görsel olarak izlenebildiği bir Merkezi İzleme Ünitesi (MİÜ) üretilecek. Yeni ve farklı özelliklerin de kolayca entegre edilebileceği bir yapıda tasarlanacak olan sistem farklı çevre ve ortam koşullarında çalışabilecek."

Üstelik Yüz Lira Maliyetinde Olacak

Bu sistemin hem özgün hem de daha uygun maliyette olacağını belirten Bayılmış, şu sözlerini de ekledi: "Bu iş için kullandığımız sensörleri daha önce yurt dışından temin etmiştik. Tanesini beş yüz liraya aldığımız sensörleri biz kendimiz yüz liraya üreteceğiz. Bu açıdan özgün ve çok daha uygun maliyetli bir teknoloji olacak.”