"Çin ile rekabet ediyoruz."

Firmanızdan kısaca bahseder misiniz?

Biz aslen aydınlatma firmasıyız. İthalatçı bir bir firmayız. Yaklaşık iki sene önce Ar-Ge çalışmalarını başlattığımız LED panellerin imalat süreci altı ay önce tamamlandı. Ticari anlamda da satışlarına başladık. Bu teknoloji, 'edge-light' diye tabir edilen, kenardan aydınlatma teknolojisidir. Bugüne kadar bilinen, 'back-light' yani arkadan aydınlatma teknolojisinden son derece farklı, pleksiglas diye bilinen akrilik yüzey üzerinde ışık yolları açılarak elde edilen, homojen yapıya sahip, son derece ince, estetik, hafif; enerji tasarrufu, konvensiyonel ürünlere göre oldukça fazla olan bir üründür. Kişisel kullanımlar için olduğu kadar endüstriyel kullanımlar için de mevcuttur. Biz bunlarla reklam sektörü için'light-box'lar, yani ışık kutuları yapıyoruz. Onun dışında tavan armatürleri, sıva altı, sıva üstü, sarkıt modelleri, zemin aydınlatmaları ya da dekoratif aydınlatmalar gibi çok geniş bir kullanım alanı var. Özellikle mimarlar için, tasarım anlamında çok büyük bir esneklik sağlıyoruz. Kendi ifadelerine göre, 'önümüzdeki en büyük engeli kaldırdınız, armatürde veya dekoratif aydınlatmada fazla seçeneğimiz yoktu. Çünkü floresanı kullanmak, son derece kalın yüzeyler gerektiriyor, ısı problemleri yaşıyoruz, renk seçeneğimiz yoktu. Ürünleriniz sayesinde bütün bu sorunlar çözdük' deniyor bize. Biz de bundan oldukça memnunuz. Bu bir teknoloji geliştirmedir. Edge-light bizim bulduğumuz bir ürün değildir ama bizim geliştirdiğimiz bir patenttir. Sahip olduğumuz know-how ile ABD'de bir tesis kurduk. Orada da bir imalat başlıyor, önümüzdeki ay itibariyle. Türkiye'de de üzde yüz yerli diye çıktık. Elbette zaman zaman soruyorlar, 'LED'i de mi siz üretiyorsunuz' diye. Tabi ki hayır. Ama onun dışındaki her şeyi Türkiye'de üretiyoruz. Bu tamamen Türk mühendisliğinin bir eseridir.

Aydınlatma sektörü için 2011 yılında neler bekliyorsunuz? Firmanızın hedefleri nelerdir?

Aslında biz kendi ürünümüzle ilgili çok fazla strateji belirlememeyi, strateji olarak benimsedik. Çünkü istedik ki bu yeni ürün kendisi şekillensin, talebe göre konumlanalım. Ama özünde aydınlatmacı olmanın beraberinde getirdiği bir müşteri profili ile zaten aydınlatmada bir çizgi yakalamış durumdayız. Ama Light Box'ta da reklam sektöründe de hatırı sayılır projelere imza attık. Mesela İstanbul metrolarını yapıyoruz. Yeni açılan alışveriş merkevi Sapphire'in light-box'larını yapıyoruz. Dekorsyonda bir çok projeye imza attık, atmaya da devam edeceğiz. Yani hedefimiz şudur demek istemiyorum, istiyoruz ki bunu sektör belirlesin.

Peki Çin rekabetini nasıl değerlendiriyorsunuz, sektörü ne derece etkiliyor?

Çin bizimle rekabet ediyordu, şimdi biz Çin ile rekabet etmeye başladık. Şöyle izah edelim; birkaç ay önce Hong-Kong'da fuardaydık, etrafımızdakilerle beraber şöyle bir espri yaptık, 'demek ki biz şu anda Çin'e ihracat yapabiliriz' diye. Çünkü Türkiye'de ürettiğimiz bu panellerimizin piyasadaki stratejik fiyatlarını belirlerken Çin'in baz aldık. Çünkü Türkiye'de fiyatı baz alabileceğimiz başka bir üretim yoktu. Orayı baz aldık ve o fiyatlarla üretim yapıyoruz. Bugün Türkiye'de sattığımız fiyatlarla Çinliler satış yapıyorlar. Dolayısıyla biz şu anda Çin'e bile ihracat yapacak durumdayız.

İstanbul Light Fuarı'nı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sanıyorum, bugüne kadar düzenlenen aydınlatma fuarları içerisinde en profesyonelce düzenleneni bu oldu. Organizasyon son derece başarılı. Katılımcı sayısı son derece az ama sektörel fuarlarda aksini düşünmek biraz hayalcilik olur. Bu yüzden bizi şaşırtmadı. Çok daha sonuç odaklı ziyaretçilerle görüşmeler yapıyoruz. Açıkçası ben kendim ve firmam adına hoşnutum, başarılı bir fuar oldu.

Röportaj: Alper COPLUGİL


Fotoğraf: Halit ALGÜL