Zamanın Ötesindeki Dahi - Nikola Tesla |
2. Bölüm

Yazımızın ikinci bölümünde Nikola Tesla'nın hayatını ve son dönemlerini inceledik.

A- A+

06.01.2013 tarihli yazı 141300 kez okunmuştur.

Nicola Tesla'nın Kişisel Yaşamı ve Son Yılları

Tesla’nın hayatındaki en önemli dönüm noktalarından biri kendisinden yedi yaş büyük kardeşi Daniel’i henüz 12 yaşındayken kaybetmesidir. Abisini henüz çocukken kaybettiği için Tesla'da birçok takıntı oluşmuş ve şizofreniye yakın belirtiler göstermiştir. Fakat hiç kuşkusuz bu belirtiler Nikola'nın dehasına katkıda bulunmuştur.

Tesla’nın küçük yaşlardan beri bir diğer önemli sorunuysa sıra dışı beyninde yaşadığı ışık patlamalarıydı. Tesla bu durumu şöyle aktarıyor “Düşüncelerimin ve hareketlerimin önünü kesen, gerçek nesnelerin görüntüsünü çarpıtan, genellikle ışık patlamalarıyla birlikte ortaya çıkan görüntülerin neden olduğu bir duygu bu. Bunlar daha önce hep şahit olduğum, gördüğüm sahnelerdi, kesinlikle hayal ürünü değildi. Bir sözcük duyduğumda bunun bana ifade ettiği nesne gözlerimin önünde bütün canlılığı ile ortaya çıkıyordu ve elimi uzattığımda ona dokunup dokunamayacağıma emin olamıyordum. Bu bende büyük bir huzursuzluk ve kaygı oluşturuyordu.” Tesla daha sonraki yaşantısında beyninin bu büyük enerjisini büyük ölçüde başka şeylere vermesini öğrendi.

Graz’daki eğitiminin ikinci yılında bilardo, satranç ve kart oyunlarına merak saldı. Öyle ki bazen bu oyunlara 48 saatini harcıyordu. Doğası gereği çok az uyuyordu. Söylediğine göre 2 saatten fazla uyumamıştır. Bir dönem laboratuarında yaptığı bir çalışmada 84 saat uykusuz ve dinlenmesiz çalıştığı söylenir. Takılardan, özellikle küpelerden nefret ederdi. Temizlik ve hijyen konusunda aşırı hassastı.

Tesla’nın güvercinlere karşı özel bir ilgisi vardı. Centrl park’ta onları besler, hatta yaralı olanları otel odasına getirip iyileştirirdi. Hayatının son yıllarında bu ilgi abartılı bir hal almıştır.

Nicola Tesla hiç evlenmedi. Bekar ve aseksüel olmasının bilimsel yeteneklerine yardımcı olduğunu düşünüyordu. Buna rağmen centilmen davranışları ve romantık sözleri nedeniyle bir çok kadın ona hayran oluyordu. Günlük hayatında çekingen ve soğuk biri olmasına rağmen etrafındaki insanlar ondan övgüyle söz ederlerdi. Yakın çevresi onu “iyi, tatlı, kibar, dürüst, cömert, güçlü” olarak tanımlardı. Sekteteri Dorothy Skerrit onun hakkında “güler yüzü ve asil davranışları insanın içine işlerdi” demiştir. Bir arkadaşı onun için şu sözleri söylemiştir: “bir bilim adamı veya bir mühendisin aynı zamanda bir şair ve bir filozof olması, çok dil bilmesi, iyi müzikten, yemekten ve içkiden anlaması pek sık görülen bir şey değildir”.

Nicola Tesla'nın kendine özgü bir tutarsızlığı da, kendisine iki şeref unvanı verildiği zaman ortaya çıktı. Birini reddetti. 1912'de Nikola Tesla ve Thomas Edison'un 40.000 $'lık Nobel Ödülü'nü paylaşmaya seçildikleri açıklandı. Nicola Tesla, bu ödülü de reddetti. Her nasılsa, Thomas Edison'u sevenler tarafından kurulan AIEE Edison madalyasını 1917'de Nicola Tesla'ya layık görüldüğünde, bunu kabul etmeye yanaşabildi.[15]

Beş duyusunun aşırı hassalaşması ve bundan dolayı çektiği sıkıntılar konusunda şöyle demiştir; "Yakından ve uzaklardan gelen kükreyen sesler beni korkuya sürüklüyordu ve bunların ne olduğunu bir türlü ayırt edemiyordum. Güneş ışınlarının önü periyodik olarak kesildiğinde bu beynim üzerinde öylesine büyük bir güç alanı yaratıyordu ki kendimden geçiyordum. Bir köprü ya da bunun gibi bir yapının altından geçebilmek için tüm irademi zorlamam gerekiyordu çünkü kafatasım üzerinde dayanılmaz bir basınç hissediyordum. Karanlıkta bir yarasa kadar duyarlı olabiliyordum, metrelerce uzaklıktaki bir nesnenin varlığını alnımda hissettiğim bir ürperti sayesinde fark edebiliyordum.”

Ölümü ve Sonrası

Sıradışı bir karaktere sahip olan Tesla, para yönetiminde hiçbir zaman başarılı olamadı. Hayatının son yıllarını borçlarından kaçmak için sürekli otel değiştirerek geçirdi. Yıllar geçtikçe, ondan, gittikçe daha az haber alınmaya başlandı. Bazen gazeteci ve biyografi yazarları onu arayıp röportaj yapmak istiyorlardı. Gittikçe garipleşti, gerçeklerden uzaklaştı, aldatıcı hayalciliğe yöneldi. Not alma alışkanlığı edinmemişti. Her zaman tüm araştırma ve deneylerine ait tüm bilgiyi aklında tutabildiğini iddia ve ispat etti. 150 yıl yaşamaya kararlı olduğunu ve 100 yaşının üstüne eriştiği zaman, araştırma ve deneyleri sırasında topladığı bütün bilgiyi etraflıca anlatarak, anılarını yazacağını söyledi. II. Dünya Savaşı sırasında öldüğü zaman, kasasına askeri yöneticiler el koydular ve kayıtların cinsine ait herhangi bir şey duyulmadı.

7 Ocak 1943 tarihinde 76 yaşındayken New Yorker Oteli'nin bir odasında kalp yetmezliği sebebiyle hayata veda etti. Ölmeden önce teleforce silahı adını verdiği bir çalışma yürütmekte olan Tesla'nın bütün dokümanlarına ABD hükümeti tarafından el konuldu.