Sosyal Satranç
Evimizde oturmuş kanal değiştirirken internet ve sosyal medya sayesinde bir ülkenin yönetiminin değiştiğini görüyoruz. Sosyal medya adeta kılcal damarlar gibi toplumun derinlerine iniyor. Peki nedir bu kılcal damarlar?
"...Facebok var, twitter var." dedi yaşı ilerlemiş bir milletvekilimiz. Sinirli bir anı idi.
Bu anında bile sosyal medyadan bahis açması olayın ciddiyetini tekrar hatırlattı.
Sosyal medya üzerinde geçtiğimiz yıl sayısız düşünce platformu açıldı. Bu düşünce platformlarının genel yapısı hakkında medyaya yansıyan pek bir şey yok; fakat yönetimler değiştikçe domino etkisi ve sosyal medya devrimi lafları dillerde dolaşıyor aylardır.
Her domino etkisinin bir gölgesi var sosyal medya üzerinde. Tıpkı bir satranç oyunu gibi ilerleyen bu iz düşüm sadece devrim olan ülkelerde değil tüm ülkelerde devam ediyor. Hatta taşra bir köyde bile.
Tarih tekerrür ediyor. Satranç gelenekçiler ile yenilikçiler arasında. Bu satrancın içinde her toplumun sinir haritaları var ve bu sinir haritalarının sayısız kaleleri' Bilinçaltına gömülmüş psikolojik silahları'
Örneğin; Türkiye - İsrail gerginliğinde Facebook üzerinde bazı kişiler tarafından yapılan 'Adolf Hitler' paylaşımları , bu paylaşımların bölgelere göre istatistikleri, bir sonraki gerginlikte meydana gelecek grafiksel değişmeler ekrana yansıtıldığında Türk toplumunun elektronik sinir haritalarında küçük bir pikseli oluşturduğunu görebiliriz.
Bu tarz verilerin oluşturduğu büyük harita toplumun gidişatına ışık tutuyor.
Bilinçaltında ki gömülmüş silahlar ise insanlığın aldığı yeni anlayış ile ortaya çıkıyor. Zamanında görüşleri kitlelere ulaşamamış düşünürler bu alınan yol ile hızla yayılabiliyor.
Örneğin Hint asıllı düşünür Jiddu Krishnamurti , Zeitgeist filminde bulunan 1.5 dakikalık görüntüsünden sonra Türkiye'nin de içinde olduğu tüm dünya ülkelerinden milyonlarca takipçiye ulaştı.
İstatistiksel değişime detaylı olarak http://www.google.com/trends?q=jiddu+krishnamurti adresinden ulaşabilirsiniz.
Dünya anlayış yönünde hızla evriliyor. Sinir haritalarımız da bununla beraber değişiyor.
Resmi olarak dünya vatandaşı olmamız için tam bir tarih olmamasına rağmen kitleler halinde dünya vatandaşının sahip olduğu bilincine doğru ya ilerliyoruz ya da ilerletiliyoruz.
Tartışmasız kısım ise sosyal medyanın en büyük aracı olan 'paylaşma ve anlayış''ın gücü.
Buğra AYAN / Elektrikport