Elektronik Sanayi işin kumanda kısmıdır
Özdisan Elektronik A.Ş. Genel Müdürü Mustafa Yurttaş elektronik cihaz üreticilerinin önü açılmadığı takdirde dışa bağımlılığın artacağını belirterek "Elektronik sanayi bu işin kumanda kısmıdır. Siz kumandanızı başkasına emanet ederseniz diğer sektörlerden de çekilmek durumunda kalırsınız" dedi.
Özdisan ile ilgili kısa bir bilgi verir misiniz?
Ağabeyim Davut Yurttaş ve bir Alman ortağımızla birlikte 1980 yılında Galata Kulesi'nde Güç Elektroniği konularında üretim yapmak üzere ticaret hayatına başladık. Bugün çalışan sayımız 1000'i aşmış durumda. Ağabeyim Davut Yurttaş'ın direktörü olduğu İnform Elektronik ağırlıklı olarak endüstriyel elektronik cihazlar ve kesintisiz güç kaynağı üretiyor. İnform Elektronik bugün seksenden fazla ülkeye ihracat yapıyor. Bu yılki ihracat rakamları 25 milyon doları aştı. Özdisan tedarik konusunda, İnform üretim konusunda kendi sektörlerinde lider konuma geldiler. Özdisan'da ana konu elektronik cihaz üretimi yapan bütün şirketlerin tedarikçiliğini yapmak. Türkiye'nin ihtiyacı olan ürünleri pazara ithal ediyoruz. 1986 yılından beri bu işi üstlendik. 1999 yılından itibaren de Panasonic firması ile olan iyi ilişkilerimizin bir sonucu olarak fabrika otomasyonu konusuna girdik. Bugün Vacon Driver, Japon Sank Sensörleri ve Easy View Panelleri ile fabrika otomasyonu konusunda Türkiye'de önemli bir konumda bulunuyoruz. Çok iyi bir teknik ekibimiz var. Bu teknik destek ekibi makine üreticileri ve diğer otomasyon uygulayıcılarına geri planda destek veriyor. Bu eğitimlerimizi işbirliği içinde olduğumuz üniversitelerde de sürdürüyoruz. Okullarda laboratuarlar kuruyoruz. Kendimize ait bir otomasyon kitabımız var. Bu kaynaktan Meslek Yüksek Okulları ve Meslek Okulları yararlanıyor.
Ürün yelpazenizden bahsedebilir misiniz?
Özdisan Elektronik'te yarı iletkenler, elektromekanik ve pasif kompanentlerden oluşan bir kompanent bölümümüz var. Fabrika Otomasyonu konularında Servo Sürücüler, Operatör Panelleri ve Motor Sürücüleri başlıca ürünlerimizdir. Fabrika Otomasyonuna daha fazla ağırlık vermek istiyoruz. Finlandiya Vacom Firması ile görüşmelerimiz oluyor. Bu firmanın uzun vadede Türkiye ile ilgili projeleri olabilir. Ancak bugün global krizin etkileri bir takım gelişmeleri erteliyor.
Dünyadan ithal ettiğiniz ürünleri Türkiye'de birleştirerek yurtdışına mı ihraç ediyorsunuz?
Kompanent diye tabir edilen ara mamul ürünler ve fabrika otomasyonu olarak tabir edilen yarı mamul ürünler var. Bileşenlerin bir yerde toplandığı bir takım fonksiyonları içeren ürünler yarı mamül olarak algılanabilir. Bunlar fabrikalarda makinelerin önemli bir parçası olarak ya da fonksiyonları denetlemek için yarı mamül olarak kullanılan ürünlerdir. Bizim komponent division bölümümüz tamamen ara mamüldür. Bu ara mamülleri bileşenlerle bir araya getirerek elektronik cihazlar oluşturabilirsiniz. Biz bunları fabrika otomasyon ürünleri olarak sunmaktayız. Bunların tamamı ithaldir. Çok yüksek teknolojilerdir. Türkiye'de ne yazık ki bu teknoloji trendi kaçmıştır. Bunu yakalamak için hükümetin çok ciddi kararlar alması gerekir. Dünya'nın belli başlı ülkelerinde bu teknolojiler var. Bunların başında Almanya, Amerika, İngiltere, Fransa ve Hollanda gibi ülkeler geliyor. Bizler ancak çok iyi bir uygulayıcı olabiliriz. Veya bunları bir araya getirerek çok önemli cihazlar üretebiliriz. Bu noktada sağlam ve dik durabilmek gerekiyor. Bizim gibi tedarikçilerin bu ürünleri zamanında son kullanıcıya ve üretim yapan firmalara ulaştırması, bu konularda eğitimler vermesi gerekiyor. Biz bunu başarıyoruz.
Üretiminizin ne kadarını ihraç ediyorsunuz?
Bizde ithal edilmiş ürünlerin ihracatı söz konusu. Ciromuzun henüz % 7'sini ihraç edebilir durumdayız. Bunu da çevre ülkelerde iyi bir tedarikçi ve geniş bir stok ağı avantajıyla gerçekleştirebiliyoruz. Düzenli olarak ihraç ettiğimiz ülkeler arasında komşu ülkeler geliyor. Bulgaristan, İran gibi ülkelerde işbirliği içerisinde olduğumuz firmalara mal satarak bu ihracatı hiç olmazsa bir nebze ayakta tutuyoruz.
Rakip olarak gördüğünüz firmalar var mı?
Fabrika otomasyonu konusunda Panasonic başta olmak üzere bizim kendi markalarımız zaten dünya devidir. Dolayısıyla Panasonic markasının dünyadaki açılımı birçok firma rekabetini de beraberinde getiriyor. Siemens, ABB, Omron gibi dünya devi firmalarla ürünleri çakışmaktadır. Türkiye pazarında da biz onlarla doğal olarak rakip konumuna düşüyoruz. Siemens Türkiye'de 150 senedir var. Elbette onların potansiyelleri çok daha büyük olabiliyor. Bu köklü bir firma olmasından kaynaklanan bir avantaj. Ancak hizmet anlayışı ve ürün yeterliliği konusunda firmamız onlarla oldukça rahat rekabet edebilecek noktadadır.
Genel olarak hangi firmalara tedarik yapıyorsunuz?
Beyaz eşya firmalarına, kahverengi eşya firmalarına, bina otomasyonu yapan yerli üretici firmalara ciddi anlamda tedarikler yapmaktayız. İnform'da üretim alanında kullanılan ürünlerin yaklaşık %10'u Özdisan tarafından tedarik edilmektedir.
Sektörde yaşanan en büyük sıkıntı nedir?
Ben aynı zamanda İstanbul Sanayi Odası Birinci Grup üyesi olarak sektörü temsil ediyorum. İşin gerek tedarik boyutunu gerekse üretim boyutunu bildiğim için orada çok güzel analizler yapabiliyoruz. Bugün sanayicinin en büyük sorunu büyümeye çalıştığı dönemlerde ciddi bir sermaye yetersizliği ile karşı karşıya kalmasıdır. Türkiye'de bankacılık sisteminde henüz bir güven ortamı sağlanamadı. Avrupa'daki faizlerle Türkiye'de uygulanan faizler arasında ciddi bir reel faiz farkı ortaya çıkıyor. Bu durum Türk ekonomisinde kanayan bir yaradır. Geçmişte sanayici pahalı parayla üretim yapıyor, Türk lirası değerlendiğinde ise bocalıyordu. Bugün Türk lirası varolan seviyesini korur ve ucuz finansman kaynakları yaratılırsa sanayici rahatlayacaktır. Global krizin etkileri Türkiye'ye de yansıdı. Bu durum üretim kısılması ve işçi çıkarma gibi bir takım sorunları beraberinde getirdi.
Az sayıdaki elektronik cihaz üreticilerinin önünü açıcı bir takım tedbirler almak gerekiyor. Bu tedbirlerin başında da doğrudan hükümet destekleri ve teşvikler geliyor. Bu teşvikler dünyanın her yerinde var. Ancak ne yazık ki ülkemizde göz ardı ediliyor. Nedense bu tür alanlara kaynak ayrılmıyor. Bu yapılmadığı takdirde dışa bağımlılığımız artacaktır. Bir ülkenin dışa bağımlılığı arttıkça sanayisi de ölüme mahkumdur. Elektronik sanayi bu işin kumanda kısmıdır. Siz kumandanızı başkasına emanet ederseniz diğer sektörlerden de çekilmek durumunda kalırsınız.
Ham madde bulma konusunda sıkıntı yaşıyor musunuz?
Türkiye'de şuan hammadde bulma sıkıntısı yaşanmıyor. Geçmiş dönemlerde global kriz nedeniyle madenlerin değerleri suni olarak yükseltiliyordu. Türkiye'ye değerli madenler dışarıdan geldiği zaman artan bir fiyat politikası vardı. Bugün artık son derece dip yapmış durumda. Dünyada inanılmaz bir bolluk var. İnsanlar elindeki bu maddelerden bir an önce kurtulmaya bakıyor. Özdisan olarak ham madde ithalatından ziyade ara mamul ithalatı yapıyoruz. Ara mamul ithalatında da herhangi bir sorun yok. Ancak global kriz dolayısıyla piyasada ödeme sıkıntısı yaşanıyor. Zincirin halkaları şeklinde kriz bizim gibi kaynak tedarikçilerine de ödeme sıkıntısı yaşatıyor. Yurtdışına verdiğimiz taahhütleri gecikmeli yapmak durumunda kalıyoruz. Bu da zaman içerisinde bazı ham maddelerde sıkıntı yaşanacağı sinyali veriyor. Belki bugün itibariyle bu sinyal algılanmasa da üç beş aya kadar çok daha rahatlıkla görülecektir. Dışarıdaki firmalar Türkiye'ye kredi vermekte biraz daha tedirgin oluyor. Yerli ve yabancı bankalar tedirgin. Türkiye'deki firmaları sigortalayan dünyanın sayılı sigorta şirketleri tedirgin. Bu tür şirketler finansman akışını sağlıyor. Tedirginlik dışarıdaki firmalara sevkıyatta biraz daha seçici duruma gelmelerine neden oluyor. Türkiye'nin bu bakımdan ham madde tedariği sorunu olabileceğini düşünüyorum. Bunu da şuan hafif hafif hissediyoruz.
Yenilenebilir enerji konusuna girmeyi düşünüyor musunuz?
İnform Elektronik A.Ş.'nin ciddi bir takım projeleri var. Bu tamamen hükümet teşvikine bağlı. Türkiye'de yatırım yapmak isteyen insanlar maliyetlere çarparak geri dönüyorlar. Bizim ürün tedariği konusunda da çalışmalarımız oldu. Projelendirme konusunda da İnform Elektronik A.Ş. ciddi çalışmalar yapıyor. Güneş enerjisinden elde edilecek elektriğin 25 Centten üreticiden alınacağı ifade ediliyor. 25 Cent bu yatırımı yapmaya elverişli bir fiyat değil. 10 yıl gibi bir sürede amortisman yapıyorsunuz. Güneş panelleri bugün itibariyle daha dezavantajlı görünüyor. Oldukça maliyetli ve ağır yatırımlar. Alt yapı gerektiren yatırımlar. Dolayısıyla yatırımcılara çok ciddi teşvikler, destekler gerekiyor.
- Dünyanın En Görkemli 10 Güneş Tarlası
- Dünyanın En Büyük 10 Makinesi
- 2020’nin En İyi 10 Kişisel Robotu
- Programlamaya Erken Yaşta Başlayan 7 Ünlü Bilgisayar Programcısı
- Üretimin Geleceğinde Etkili Olacak 10 Beceri
- Olağan Üstü Tasarıma Sahip 5 Köprü
- Dünyanın En İyi Bilim ve Teknoloji Müzeleri
- En İyi 5 Tıbbi Robot
- Dünyanın En Zengin 10 Mühendisi
- Üretim için 6 Fabrikasyon İşlemi
- Denizcilik Endüstri Uygulamaları ve Servis Bakım Süreçleri
- DrivePro Yaşam Döngüsü Hizmetleri
- Batarya Testinin Temelleri
- Enerji Yönetiminde Ölçümün Rolü: Verimliliğe Giden Yol
- HVAC Sistemlerinde Kullanılan EC Fan, Sürücü ve EC+ Fan Teknolojisi
- Su İşleme, Dağıtım ve Atık Su Yönetim Tesislerinde Sürücü Kullanımı
- Röle ve Trafo Merkezi Testlerinin Temelleri | Webinar
- Chint Elektrik Temel DIN Ray Ürünleri Tanıtımı
- Sigma Termik Manyetik Şalterler ile Elektrik Devrelerinde Koruma
- Elektrik Panoları ve Üretim Teknikleri