EMO:
Türkiye'nin orta vadede bir HES çöplüğü olması kaçınılmaz
Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Yönetim Kurulu, "Doğu Karadeniz Bölgesi HES Teknik Gezisi Raporu"nu açıkladı. Raporda, en az bin HES'in daha yapılacağı belirtilerek, Türkiye'nin orta vadede bir HES çöplüğüne dönüşeceği uyarısı yapıldı.
www.enerjienstitusu.com internet sitesinin haberine göre, EMO Genel Merkezi'nde düzenlenen toplantı ile HES yapım süreçlerindeki olumsuzlukları yerinde görmek üzere Doğu Karadeniz bölgesine yapılan gezi ardından hazırlanan rapor açıklandı.
EMO Yönetim Kurulu Yazmanı Erdal Apaçık, 'Hidroelektrik santraller bilimsel ölçütlerle, havza planlaması temelinde, yerel halkın onayı alınarak projelendirilmek yerine; ciddi çevre tahribatları yaratılarak, her türlü denetimden uzak, tamamen şirket karlılığı temelinde yapılmaktadır' dedi.
'2000'e yaklaşan sayıda HES projesi bulunmaktadır'' diyen Apaçık, geziyi yaptıkları tarihlerde, su kullanım hakkı anlaşması çerçevesinde, Trabzon'da 135, Rize'de 84 ve Artvin'de 24 adet HES yapımının planlandığını kaydetti.
"Ölçüm testleri yeterli değil!"
'Bazı tesislerin özellikle doğal doku ile uyumlu olmayan yapılar imal ettikleri, özellikle 'balık geçitlerinin' sadece yasak savma amacıyla yapıldığı, can suyu kontrolü için yapılan ölçüm tesislerinin yeterli olmadığına'' dikkat çeken Apaçık, yapıların yakın çevresinde yapılan düzenlemelerde özellikle geçiş yolları sağlanması amacıyla dere yataklarının tamamen ya da kısmen kapatıldığını aktardı.
Apaçık, özellikle dere yatakları için yapılan müdahalelerin su taşkınlarının oluşmasına neden olabileceği yönünde uyarıda bulundu.
İnşaat halinde olan tesislerde ise bazı inşaatların mahkeme kararları yada diğer nedenlerden dolayı tamamen durduğunu söyleyen Apaçık, imalatta açığa çıkan hafriyatların hiçbir kural gözetilmeden gelişi güzel döküldüğü, bu nedenle bitki örtüsü ve özellikle de ağaçların büyük oranda zarara gördüğünü söyledi.
Apaçık, ayrıca çevre köylerin ulaşım yollarının güvenliği konusunda hiçbir kurala uyulmadığını yerinde gözlemlediklerini kaydetti.
Üretim tesisleri için hazırlanan fizibilite raporlarının yöre koşulları yeterince incelenmeden hazırlandığına dikkat çeken Apaçık, bölgede planlanan üretim tesislerinin, enerji ihtiyacının çok üzerinde olduğunu kaydetti.
EMO Yönetim Kurulu Yazmanı Erdal Apaçık, bölgede nakil haklarının dışında trafo merkezlerinin de yetersiz olduğunu açıkladı. Genel bölge arazi yapısından dolayı çok fazla TM yapılabilecek alan bulunmadığı için ya bölge halkının kullandığı sınırlı miktarda arazinin kamulaştırıldığını ya da orman arazisinin tahrip edildiğini açıkladı.
" Türkiye'nin orta vadede bir HES çöplüğüne dönüşecek"
Dünyada Türbin-Generatör grubu ve bunların diğer donanımlarının imalatını yapan teknolojiyi elinde bulunduran çok sayıda ülke bulunmasına rağmen Türkiye'deki yatırımcıların Çin ve eski Doğu Avrupa ülkelerinin ürünlerini tercih ettiklerini kaydeden Apaçık, Batı Avrupa, Amerika, Kanada, Brezilya, Japonya ve Hindistan ürünlerinin çok sınırlı derecede kullanıldığını belirtti.
Kullanılan ürünlerin kalitesi belirsiz, tamamen ucuzluk ve kısa temin süresi nedeniyle tercih edilmiş ürünler olduğunu söyleyen Apaçık, ürün kalitesi ve uygunluğunu kontrol eden herhangi bir mekanizma kurulmadığından, bu konudaki tek belirleyicinin yatırımcı olduğunu ifade etti. Apaçık, bu durum nedeniyle Türkiye'nin orta vadede bir HES çöplüğü olmasının kaçınılmaz olduğunu dikkat çekti.
Raporda dikkat çeken bir diğer konu ise HES şirketlerinde esnek çalışma ve taşeronlaşma. Artan yatırım maliyetlerinin düşürülmesi ya da geri alınabilmesi için farklı koşullarda yatırım ve işletme yapıldığını kaydeden Apaçık, 'Bunun sonucu olarak da kalite, iş ve işletme güvenliğini ortadan kaldıran bir anlayışla çalışmaktadırlar. Ayrıca, gerek yatırım gerekse işletme sırasında uyması gereken asgari koşullara uymamakta ve maksimum fayda sağlayıp, yatırımın bir an önce geri dönüşünü sağlamaya çalışmaktadırlar. Bu alan da denetimsiz olup gerekli kurallar dahi henüz konulmamıştır' dedi.
Taşeronlaşmanın yapım aşamasında olduğu gibi işletme aşamasında da devam ettiğini vurgulayan Apaçık, yatırımcı firmaların işletmeleri taşeronlaştırarak sorumluluktan kurtulduklarını, taşeronun az sayıda elemanla birkaç santral çalıştırarak işletme maliyetini en aza indirdiği ifade etti.
Meteoroloji Mühendisi İsmail Küçük ise, bin 215 santralın tamamının 4 bin 628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu sonrasında özel sektör tarafından geliştirildiğini, bunların kurulu güçlerinin 5 bin 300 megavat olacağını belirterek, 'Bu tesisler havadan konar gibi geldi. Paraşütle işgal ordusu gibi atlamış oldukları için hepsine yetişmek zor oldu. Yeni yayımlanan lisanssız elektrik üretimine ilişkin yönetmelikle birlikte en az 10 bin HES daha planlanacak ve hiçbiri üretime de katkı vermeyecektir' diye konuştu.
Toplantıda konuşan TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Yeşil, planlanan HES'lerin Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yüzde 10'unu dahi karşılayamayacak nitelikte olduğunu kaydetti.
Haber: Enerjienstitusu.com
- Dünyanın En Görkemli 10 Güneş Tarlası
- Dünyanın En Büyük 10 Makinesi
- 2020’nin En İyi 10 Kişisel Robotu
- Programlamaya Erken Yaşta Başlayan 7 Ünlü Bilgisayar Programcısı
- Üretimin Geleceğinde Etkili Olacak 10 Beceri
- Olağan Üstü Tasarıma Sahip 5 Köprü
- Dünyanın En İyi Bilim ve Teknoloji Müzeleri
- En İyi 5 Tıbbi Robot
- Dünyanın En Zengin 10 Mühendisi
- Üretim için 6 Fabrikasyon İşlemi
- Denizcilik Endüstri Uygulamaları ve Servis Bakım Süreçleri
- DrivePro Yaşam Döngüsü Hizmetleri
- Batarya Testinin Temelleri
- Enerji Yönetiminde Ölçümün Rolü: Verimliliğe Giden Yol
- HVAC Sistemlerinde Kullanılan EC Fan, Sürücü ve EC+ Fan Teknolojisi
- Su İşleme, Dağıtım ve Atık Su Yönetim Tesislerinde Sürücü Kullanımı
- Röle ve Trafo Merkezi Testlerinin Temelleri | Webinar
- Chint Elektrik Temel DIN Ray Ürünleri Tanıtımı
- Sigma Termik Manyetik Şalterler ile Elektrik Devrelerinde Koruma
- Elektrik Panoları ve Üretim Teknikleri