Nükleer enerji santralları mikro klima etkisi yapar
Eczacıbaşı Bilişim İş Geliştirme Müdürü Zafer Babür Elektrikport'a verdiği röportajda nükleer enerjinin kesinlikle karşı durulması gereken bir enerji olmadığını savundu.
Elektriğe zam yapıldıktan sonra sendikalar oldukça tepki gösterdiler. Hatta bu yaşananların Türkiye'ye ABD'nin Nükleer Santral Kurma projesi ile ilgili olduğunu söyleyenler var. Sizin fikriniz nedir?
Nükleer enerji'nin o kadar korkulacak bir enerji tipi olmadığını düşünüyorum. Hidroelektrik santrallarına baktığınızda onlar da çevreyi etkiliyor. Ben 70'li yıllarda 43-45 derecelerde Diyarbakır'da rahatlıkla dolaşılabiliyordum. Adana'ya geldiğim zaman Diyarbakır'daki sıcaklığın çok daha altındaki sıcaklıklarda bunalırdım. Büyük hidroelektrik santrallarında da bu böyledir. Etraflarında mikro klima yaratılar. Ne kadar ileri teknoloji kullanırsanız kullanın yine de birşeyler oluyor etrafta. Ama bizim de enerjiye ihtiyacımız var. Dolayısıyla nükleer enerji kesinlikle karşı durulması gereken bir enerji değildir. Burada üzerinde durulması gereken konu çöplerinin nereye atılacağı, atıklarının nasıl yasaklanacağıdır.
Alternatif enerji kaynakları konusunda neler düşünüyorsunuz?
İnsanoğlu alternatif enerjiyi, rüzgarı anladığı günden bu yana kullanıyor. Çok güzel bir sistem. Ancak o da doğanın etkisi altında. Yani doğa rüzgarı keserse bu güçten mahrum kalıyorsunuz. Devamlılık diye bir şey söz konusu değil. Bunun dışında okyanuslara santrallar kuruyorlar. Deniz altındaki akışlardan yararlanılıyor. Bunun gibi pek çok alternatif enerji kaynakları konusunda uygulamalar var. Tabi santralların kurulacağı bölgenin konumları da önem taşıyor. Örneğin güneş enerjisi konusunda güney illerimizde güneş alan yerler şanslı ancak kuzeye gelindikçe eğimle birlikte problem artıyor. Üzerinde çalışılması gereken tamamlayıcı unsurlar olduğunu düşünüyorum. Jeotermal kuşağı üzerindeyiz. Fakat yeteri kadar yararlanamıyoruz. Bir başka alternatif, küçük su santralları. Eskiden bazı yerel belediyeler, bazı işletmeler dere ve çaylara santrallar kuruyorlardı. Şimdi bu çalışmalar durdu. Lokalde üretip lokalde tüketme popüler olan bir uygulama. Bu tür projeler için siyasi erk gerekiyor.
Yeteri kadar potansiyel var mı?
Kuzeydeki akarsuların değerlendirilmesi ile ilgili projem vardı. Türkiye'de tirübün üreten yerlerimiz yok. Üzerinde çalışıldığında yapılabilir. Rüzgarda çok fazla enflasyon olduğunu düşünüyorum. 4,5 yıldır 5000'e yaklaştı. Bu kadar lisans gerekli değildi. Bu işin borsasını yapmaya başladık. Üretimden ziyade süpekülasyon yaratıldığını düşünüyorum.
Batılı ülkelerin artık nükleer santral kurmadıkları, hatta atıklarını saklayacakları ülke arayışına girdikleri konuşuluyor. Sizce bu doğru olabilir mi?
Geçmişte Almanya'nın atıklarını buraya satmak isteyen insanlar oldu. Başarılı da oldular. Türkiye'de yaşayan insanlar bu atıkları para karşılığı aldılar. Nükleer santraller ile ilgili bu tür girişimler olur mu? Bilemiyorum. Siyasi iktidar izin vermez diye düşünmek istiyorum.
Türkiye'ye Nükleer Enerji Santralları kurulduğu takdirde çevresel etkileri ne olur sizce?
Çevreyi etkileyecektir tabi. Doğanın kendi konsantrasyonlarını değiştirdiğiniz zaman doğa bozuluyor. Doğa kendi kendisini tedavi edebilen bir mekanizma. Doğanın milyarlarca yıl önce oluşturduğu mekanizmayı siz bozuyorsunuz. Sonrada bir anda düzeltmesini bekliyorsunuz. Süleyman Demirel'in bir sözü vardı. 'Dere yataklarına ev yapmayın. Gelir vergisini sizden alır.' diye. Doğaya pek ters gitmemek gerek.
Enerji kaynaklarının doğru kullanılması yanında bir de tasarruf yapılması gündeme getirildi. Siz ne tür uygulamaların tasarruf sağlayacağına inanıyorsunuz?
En pahalı enerji olmayan enerjidir. Dolayısı ile tasarruf ettiğiniz zaman kazanç sağlıyorsunuz. Evde çaydanlık kaynerken ne kadar enerji harcıyoruz? Bu enerjinin tasarrufu için neler yapabiliriz? Bunları düşünmeliyiz. Tasarruf da güzel bir enerji kaynağı olacaktır. Arkadaşlarım bana asansör kullanmadığım için takılıyorlar. İki kat inmek için asansör kullanmaya gerek olmadığını düşünüyorum. Bu da benim kendi hayatımda uyguladığım tasarrufa bir örnek.
ABD'nin Güney Afrika'daki uranyumu kullanmak için o bölgelere harekat düzenlediğini ve sonucunda da bu kaynağın nükleer santrallar için kullanılacağını yazmıştınız. Sizce ABD'nin arayış içinde olduğu başka kaynaklar var mı?
Örneğin Toryum da bunlardan biri. Tarihte de bu böyledir. Ülkeler zengin enerji kaynaklarının olduğu bölgeleri ele geçirmek için bu tür girişimlerde bulunmuşlardır. Ülkeler gelecekleri için yaşam kaynaklarına el atmak zorunda kalıyorlar. Enerji ve su. Vazgeçilmez iki kaynak.
Elektrikport
- Dünyanın En Görkemli 10 Güneş Tarlası
- Dünyanın En Büyük 10 Makinesi
- 2020’nin En İyi 10 Kişisel Robotu
- Programlamaya Erken Yaşta Başlayan 7 Ünlü Bilgisayar Programcısı
- Üretimin Geleceğinde Etkili Olacak 10 Beceri
- Olağan Üstü Tasarıma Sahip 5 Köprü
- Dünyanın En İyi Bilim ve Teknoloji Müzeleri
- En İyi 5 Tıbbi Robot
- Dünyanın En Zengin 10 Mühendisi
- Üretim için 6 Fabrikasyon İşlemi
- DrivePro Yaşam Döngüsü Hizmetleri
- Batarya Testinin Temelleri
- Enerji Yönetiminde Ölçümün Rolü: Verimliliğe Giden Yol
- HVAC Sistemlerinde Kullanılan EC Fan, Sürücü ve EC+ Fan Teknolojisi
- Su İşleme, Dağıtım ve Atık Su Yönetim Tesislerinde Sürücü Kullanımı
- Röle ve Trafo Merkezi Testlerinin Temelleri | Webinar
- Chint Elektrik Temel DIN Ray Ürünleri Tanıtımı
- Sigma Termik Manyetik Şalterler ile Elektrik Devrelerinde Koruma
- Elektrik Panoları ve Üretim Teknikleri
- Teknik Servis | Megger Türkiye