Türkiye, Enerji Piyasasında Önemli Bir Noktada

EPDK Başkanı Hasan Köktaş, Bursa'da Elektrik Mühendisleri Meslekte Birlik Grubu tarafından düzenlenen ''Enerji Piyasasının Bugünü ve Yarını'' konulu konferansa katıldı. Merinos Atatürk Kültür Merkezi'ndeki konferansta konuşan Köktaş, Türkiye'de enerji sektörünün dünya ortalamasının çok üzerinde bir hızla geliştiğini belirtti. Köktaş, enerji kullanımındaki artışın kalkınma hızının 1,5 katı olduğunu, 2015 yılında rüzgardan elde edilen enerji miktarı olarak Avrupa''da üçüncü sırada olacağımızı söyledi.





Elektrikte tam rekabetin sağlanabilmesi için serbest tüketici limitinin 5 yıl içerisinde sıfıra indirilmesinin hedeflendiğini kaydeden Köktaş, Rusya ile yapılan anlaşmayla 4 adet 1200 megavat gücünde toplam 4800 megavatlık nükleer enerji santrali kurulacağını, bundan sonraki aşamada ise Kore ile nükleer enerji santrali yapımının düşünüldüğünü açıkladı.





2030 yılına kadar dünyada enerji sektörünün yüzde 60 oranında büyüyeceğini anlatan Köktaş, ''Yenilenebilir enerji kaynaklarına baktığımız zaman, başta Avrupa Birliği olmak üzere birçok ülkede, buna bizim ülkemiz de dahil, yenilenebilir enerji kaynaklarına olan yatırımlar hızlı bir şekilde artıyor. Dolayısıyla kendi tabii kaynaklarımızı daha iyi kullanma şansı elde etmiş oluyoruz. Yenilenebilir enerji kaynakları, belli bir süre sonra hem düşen maliyetler açısından, hem de bu kaynakların daha optimal kullanılabilme ihtimalinden dolayı, belli bir ölçekte tüm enerji kaynakları içerisinde yer tutmaya başlayacak. Şu anda yapılmakta olan yatırımların büyüklüklerine baktığımızda, 2030 yılına kadar 26 trilyon dolarlık dünyada bir yatırım yapılacak. Şu andaki büyüme trendlerine baktığımızda, aşağı yukarı yılda 1 trilyon dolarlık bir yatırım anlamına geliyor. Çünkü çok önemli bir sektör.





Bu büyüklüğe hangi alt segmentlerde yatırım yapılmış olacak diye baktığımız zaman, bu paranın hemen hemen yarısı elektrik üretiminde gerçekleşmiş olacak. Doğalgazın ve petrolün çıkarılması ve pazarlara ulaştırılmasında da yatırım yapılmış olacak. Ama toplamda 26 trilyon doların yüzde 52'si elektrikte, yüzde 24'ü petrolde ve yüzde 24'ü doğalgazda yapılmış olacak. Şimdi böyle bir büyüklük düşünün: Dünyada enerjiyle ilgili böyle bir hacim var. Enerji sektörünün karakteristiğine baktığımız zaman, ithalat bağımlılığı olan bir sektördür. Sektörün niteliği gereği tekelci yapı vardır. Birçok sektörün alt segmenti tekelci bütünleşik yapı içerisindedir" şeklinde konuştu.





Köktaş, ''Düzenleme çok önemli bir kavram olarak 1990'lı yılların son yarısında, özellikle 2000'lerin başında bütün dünyada ve ülkemizde eş zamanlı olarak devreye girmiştir. Makul bir fiyat düzeyine erişmek için düzenleme yapmak gerekir. Verimliliğin arttırılması için düzenleme yapılması gerekir. Eşit maliyetlerin ortaya çıkması için, ayrımcılığın olmaması, erişimin serbest olması açısından ve rahat bir tedarik sağlanması açısından düzenleme gerekir'' diye konuştu.





Türkiye'deki serbest piyasayı Avrupa'nın da kurmak istediğini anlatan Köktaş, ''Avrupa Birliği kendi içinde serbestleştirmeyi temin etmek istiyor. Çünkü tam bir serbest piyasa değil. Çok kolay bir iş değildir bu. Aynı zamanda da uygun rekabetçi bir ortamın sağlanmasına ihtiyaç var. Ama Avrupa Birliği'nde de tam bir rekabetin sağlandığı söylenemez. Türkiye'de üreticilerle tüketiciler serbestçe alım satımları belirleyebiliyor. Çok ciddi indirimler yapılabiliyor. Kimse Bursa Elektrik Dağıtım'dan elektriğini almak zorunda değil. Bu şu anlama geliyor: Herhangi bir elektrik üretim şirketinden, Türkiye'nin herhangi bir yerinden elektriğini alır ve çok ciddi bir indirim elde eder. Şu anda piyasada yüzde 30'ların üzerinde indirimler var. Dolayısıyla rekabetçi bir piyasa yapısı oluşturmaktır. Biz şu anda Türkiye'de bu sistemi uyguluyoruz. Ciddi şekilde indirimli fiyatlar da var'' dedi.

İHA