Geleceğin elektrik üretiminde pay sahibi olmaya aday piezoelektrik teknolojisi bir çok sektörde kullanılıyor. Bu teknolojinin kullanım alanlarından birisi de estetik cerrahi.

Piezoelektrik kavramına değinmek gerekirse; bu kelime Latince bastırmak-press anlamındaki “piezo” ön ekinden türetilen bir kavram. Piezoelektrik malzemelerin özelliği, kristal yapılarına bağlı olarak bir kuvvet etkisi altında kaldıklarında elektrik akımı üretmeleri.
 

Toplumda cerrahi gerektirmeyen estetik işlemlerin ardından, en fazla rağbet gören estetik operasyonlar arasında burun estetiği ilk sırayı almaktadır. Burun yapısındaki solunum sorunları bulunan, burun şeklinden hoşnut olmayan kişiler bu sorunlarına rinoplasti ile çözüm bulmaktadır.
 

Genel hatlarıyla ifade etmek gerekirse burnun yapısı kemik çatı ve kıkırdak çatı olarak iki bölüme ayrılmaktadır.

Burnun kemik çatısı üzerinde işlem yapılması gerektiğinde törpü ve çekik gibi el aletlerinden yararlanılmaktadır. Aynı şekilde kıkırdak bölüme müdahale ederken de makaslar kullanılmaktadır. Gelişen teknolojiyle birlikte Piezoelektrik rinoplasti operasyonlarında kullanılmaya başlanmıştır.
 

Rinopilasti (Burun Estetiği) Öncesi ve Sonrası
 

Ultrasonik rinoplasti, mikrometrik rinoplasti gibi isimlerle de anılan Piezoelektrik, burun estetiği operasyonu esnasında mikron (milimetrenin binde biri) kalınlığında, kemiğin üzerine hiç bir basınç uygulamadan sadece dokunarak hassas kesiler yapmasına olanak sağlamaktadır.

Piezoelektriğin burun estetiği operasyonlarında kullanılması hem hastalara hem de hekimlere çeşitli avantajlar sağlamaktadır.

 

Bunların başlıcaları;

►Tıpkı bir peynir keser gibi son derece hassas kesimlere olanak sağlaması,

►Burun kemiğinde çekiç, keski ve törpü kullanırken istenmeyen alanlara da müdahale edilmekteydi, Piezoelektrik ile son derece ince müdahalelerle kemiğe şekil verilebilmesi,

►Sadece kemik ve sert yüzeylerde kesim yaptığı için yumuşak dokuya hiç bir şekilde zarar vermemesi,

►Daha hassas, kesin, ince, zarif ve dokulara saygılı bir cerrahiye olanak sağlamaktadır,

►Yumuşak dokuya ve burun içi mukozasına zarar vermediği için hem çok az kanamanın ortaya çıkması, hem de travmatik sonuçları azalttığı için ameliyat sonrası şişlik ve morlukların daha az görülmesini sağlaması.

Görünen o ki bundan sonraki süreçte çok daha hassas, çok daha az travmatik ve dokulara saygılı Piezoelektrik, burun estetiği operasyonlarında dünya genelinde daha sık kullanılmaya başlayacaktır.

 

VİDEO : Piezo - Mikrometrik

 

 

Prof. Dr. Selçuk İnanlı 21 Nisan 1966 yılında Fatsa’da doğdu. İlk ve orta öğretimini İstanbul’da tamamladı. 1983 yılında İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde başladığı tıp eğitimini 1989’da tamamladı. Mecburi hizmetinin ardından Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Anabilim Dalı’nda ihtisasa başladı.

İhtisas eğitimini 1995’te tamamladı. Askerlik görevinin ardından ihtisasını aldığı klinikte uzman olarak göreve başladı. Yaptığı bilimsel çalışmalar, yazdığı eserler, verdiği konferanslar ve klinik başarılarından dolayı 1999’da yardımcı doçent, 2002’de doçent olarak atandı.

2004 yılında Harvard Tıp Fakültesi Yüz Plastik Cerrahi Departmanında uygulamalı eğitim aldı. Halen Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Baş Boyun Cerrahisi Anabilim Dalı’nda profesör olarak çalışmaktadır. Ayrıca özel hastalarını Terrace Fulya Residence’daki muayenehanesinde görmektedir.

Prof. Dr. Selçuk İnanlı kulak burun boğaz baş boyun cerrahisi altında ağırlıklı olarak yüz plastik cerrahisi ile uğraşmaktadır.

Burun estetiği, göz kapağı operasyonları, kepçe kulak onarımı, alın ve yüz germe ameliyatları, dolgu maddeleri uygulamalarını başarılı bir şekilde gerçekleştirmektedir. Ameliyat ve diğer uygulamalarında normal anatomik, fizyolojik, fonksiyonel mekanizmaları koruyarak, estetik görünümler ile birleştirmeyi amaç edinmiştir.

Kaynak:

►selcukinanli.com