Elektrik Mühendisliğinin Sosyal Hayatın Gelişimi Üzerine Etkileri

Şüphesiz ki hayatımızda bir dönüm noktası olan elektrik ve bu elektriği var eden ve sistemleştiren elektrik mühendisliği, insan yaşamını teknik açıdan olduğu kadar sosyal yönden de gelişmesine en çok katkıda bulunan mühendislik dallarından biridir.    

İnsanlığın bugün iletişim ve bunu kullanma yönünden inanılmaz noktalara vardığı “her an, her yerde, herkes için iletişim” söyleminin neredeyse tam olarak hayata geçirildiğini görebilmekteyiz. Bu müthiş gelişimin tohumları ünlü elektrik mühendisi ve tüm zamanların en büyük bilim insanlarından Nicola Tesla tarafından 1895 yılında başlattığı radyo frekansları ve elektrik enerjisinin atmosferde taşınması çalışmalarıdır.  Bugün dahi radyo halkın emniyetinin sağlanmasında, endüstriyel üretimde, işletmede, tarımcılıkta, uzay seyahatlerinde, deniz aşırı haberleşmelerde kısacı aklınıza gelebilecek her yerde etkin ve verimli bir şekilde kullanılmaktadır. Dahası radyo ile aynı temel kurguya dayanan televizyonun, yine bir elektrik mühendisi John Baird tarafından 1926 yılında icat edilmesiyle birlikte hayatımızı sadece etkilemekle kalmayan, onun bir parçası haline gelen bir kavram yaratıldı. Elektriğin ve elektrik mühendisliğinin bize armağanı olan bu iki aygıtın teknik faydaları kadar son yüzyıldaki toplumların sosyal yapısını de yakından etkilediğini söylemek mümkündür.

Öte yandan, aslında yaşamımızda pek de farkına varamadığımız fakat hayatımızı daha kolay ve güvenli hale getiren birçok şey yine elektriğin ve elektrik mühendisliğinin birleşimi sonucu ortaya çıktığı görülmektedir. 1875 yılında ilk yangın alarmı, elektrik mühendisi William Stanley tarafından insanlığın hizmetine sunulmuştur. Bu küçük gibi görünen icat, bugün büyük ölçekli binaların olmazsa olmazlarındandır. Bugün yine hemen her yerde kullandığımız piller elektriğin bize sunduğu en önemli nimetlerden biridir. Piller sayesinde hayatımıza taşınabilir araçlar girmiş, hesap makinesinden cep telefonuna kadar aklınıza gelen birçok cihaz piller sayesinde etkin ve güvenli olarak kullanılabilmektedir. Pil endüstrisinin ulaştığı 48 milyar Amerikan doları işlem hacmi, pilin ne kadar hayatımıza girdiğini ve vazgeçilmez hale geldiğini göstermektedir.

Yirminci ve yirmi birinci yüzyılla birlikte tıp dünyası şüphesiz ki elektrik dünyasından en çok faydalanan sektörlerin başında gelmiştir. 1942 yılında Avusturyalı Thedore Dussik, ilk kez tıbbi ultrasonu kullanmıştır. 1950 ve 60’larda doktor ve mühendislerin ortaklaşa çalışmaları sonucu ultrasonun gerçek zamanlı kullanılmasına etkin olarak başlanmıştır. 1971 yılında ise ultrasonun ilk defa anne karnının görüntülenmesinde kullanılmaya başlanmasıyla tıp tarihi için bir dönüm noktası olmuştur. Bu gün ultrason sayesinde bebeğinin sağlık durumu takip edilebilmekte, daha bebek doğmadan hem anne hem de baba arasında sıkı bir psikolojik bağ oluşturulabilinmektedir. Ayrıca bu incelemeler esnasında baba adaylarının da olaya katılmasıyla aile içi bağlar daha da kuvvetlendirilmektedir, böylece sosyal ailenin oluşturulmasına katkıda bulunulmaktadır. Öte yandan küçük pillerle çalışan işitme cihazları, işitme sorunu yaşayan insanlar için adeta bir devrim olmuştur. Bu rahatça taşınabilir cihazlar sayesinde işitme engelli insanlar yeniden topluma kazandırılmıştır, bu insanların eğitim gibi temel hak ve özgürlüklerden faydalanması sağlanmıştır.    

Sonuç olarak, mühendislik yaşamımızın her yerinde her esnada karşımıza çıkan insanlığın var olduğundan beri gelişen, değişen ve değiştiren bir olgudur. Elektrik ve elektrik mühendisliği bu süreçte sadece teknik yönden değil sosyal açıdan da büyük değişimlere sebep olmuş, yaşamımızın süregenliğinin devamını sağlamıştır. 

KAYNAKLAR

·   http://www.ob-ultrasound.net/dussikbio.html

·   http://tr.wikipedia.org/wiki/William_Stanley,_Jr.

·   http://tr.wikipedia.org/wiki/John_Logie_Baird

·   http://www.netpano.com/makale/?makale=28