Stanford Üniversitesi'nde küçük uçan robotlarla ilgilenen bir grup makine mühendisliği doktora öğrencisi alışılmadık bir eğitim alıyorlar. Havacılık dersleri, kuşlara odaklanan ileri seviyede bir  biyoloji labratuvarıyla destekleniyor. Öğrenciler uçabilen küçük makinalar tasarlayabilmek için "Kuş Odaklı Tasarım Labratuvarında" onlarca saat geçirerek kuşların uçma mekanizmalarını anlamaya çalışıyor.

 

Çünkü kuşlar; binaların, ağaçların yada türbülansın içinde bugüne kadar tasarlanan uçan makinalardan çok daha etkili manevralar yapabiliyorlar. Mühendisler, Wright Kardeşlerin kuşları gözlemleyerek ilk uçağı yapmaları gibi kendilerinin de kuşlar üzerinden hareket ederek yeni çözümler bulabileceklerine inanıyorlar.

 

►İlginizi Çekebilir: Evde Uçak Nasıl Yapılır?

Çalışmalar, Wageningen Üniversitesinden bir yıl önce "alışılmışın dışında test labratuvarını kurmak" için ayrılıp, daha sonra Stanford Üniversitesi Makine Mühendisliğine katılan Dr. David Lentink'in yönetimi altında yürütülüyor. Havacılıkta lisans ve yüksek lisans, deneysel zooloji de ise doktora sahibi olan Lentink tabiri caizse kuşlara kafayı takmış durumda.
 

Çoğu biyomühendis hücreler ve moleküllere odaklanırken kendi labratuvarında eğitim alan mühendislerinin organizmanın tümüne bakarak mekanik işlevlerini incelediğini söyleyen Lentink "Çünkü mühendisler  tüm sistemlerin  nasıl çalıştıklarına ve nasıl tasarlanabileceğiyle ilgilenirler." diyor.
 

►İlginizi Çekebilir: Güneş Enerjisi İl Çalışan Uçak | Solar Impulse

 

Yeni nesil uçan robotlar dizayn etmek amacıyla kuşlar üzerinde çalışma yapan Dr. Lentnik ve ekibi bu çalışmaların sonucunda küçük robotlarının tıpkı kuşlar gibi kanat çırpabilmesini ve kanat şeklini değiştirebilmesini umuyor. Eski nesil robotlar türbülans ortamında bu iki hareketten sadece birini yapabiliyorlar. Fakat türbülansta dengelerini sağlayabilmek için robotların da iki hareketi birden aynı anda yapması gerekiyor. Kuşlar, süzülürken kanatlarının boyutunu yada şeklini değiştirebiliyorlar bu sayede en sert hava koşullarında bile kolaylıkla manevra yapabililiyorlar. Ayrıca en iyi askeri uçaklar en fazla 8-10 G(Yerçekimi kuvveti)'ye dayanabilirken bir çok kuş düzenli olarak 10-14 G 'ye maruz kalıyor. NASA’ya göre geleceğin uçakları kuş kanatlarındaki sinir sistemlerine benzer şekilde sensörlerle donatılacak. Uçuş şartlarına göre de uçağın kanat şekli değişecek.
 

 

 

►İlginizi Çekebilir: Uçak Kaçırabileceğiniz Android Uygulaması
 

Kuşları inceleyebilmek için labratuvara ve dışarıya kurdukları ultra yüksek hızlı kameralarla kuşları gözlemleyen öğrenciler bu şekilde değişik kuş türlerinin farklı uçuş mekanizmalarını inceleyerek kendi robotları için en uygun mekanizmayı geliştirmeye çalışıyor. 
 

Labratuvara olan  ilginin giderek artmasıyla birlikte araç gereçler de sürekli gelişiyor.  Yeni eklenen gelişmiş akım ölçme sistemiyle,  kuşların daha yavaş uçmak için kanatlarını kullanarak hava akımını kontrol ettiğini gözlemlediklerini söyleyen Lentink, labratuvarını ileriki yıllarda uçan robot imal eden firmaların kullanımına açılmayı planlanıyor. Bu tür robotlar geliştirmek için yapılan araştırmalar daha çok askeri amaçlarla yürütülse de Lentnik ve ekibi bu robotların arama kurtarma faaliyetlerinde kullanılabileceğini düşünerek çalışmalarını yürütüyorlar.
 

Dr Lentink "Biz nasıl büyük uçaklar yapabileceğimizi yada aya nasıl uçabileceğimizi öğrendik fakat hala bir ağaca uçamıyoruz" diyor ve ekliyor "Ben bugün bir mühendis olarak gerçekten yapabildiklerimizden gurur duyuyorum, fakat hala basit bir kuşu yapamadığımızı görmek de beni çok şaşırtıyor."

Kaynak

►Asme
►lentinklab.stanford.edu