100 Dolara Daha Yakından Bakın |
Özlem Kapucu
Herkes, nedense yüz doların üzerinde kimin resmi olduğunu bilse de onun aslında kim olduğunu bilmez. Doğrusu Benjamin Franklin'in kim olduğu ve ne ile uğraştığı konusunda ortak bir görüşe varmak da o kadar kolay olmayacaktır.
Tarihe damga vurmuş mucitlerin biyografilerinde bilim adamı olmalarının yanı sıra farklı kimliklere sahip olmaları alışılmış durumlardır. Sanırım insan düşünsel kapasitesinin standarttan fazlasını kullandığında ilgi ve bilgisi çeşitli alanlara dağılıyor. Benjamin Franklin'in bu noktada sıra dışı olmasını sağlayan ise bilim adamlarının biyografilerinde görmeye çok da alışık olmadığımız güçlü siyasi kimliğidir. Birçok kaynak, Franklin isminin antolojilerde 'Benjamin şair hariç her şeydir.' diye tanımlandığından bahseder.
Benjamin Franklin'in bilim adamı, mucit, devlet adamı olmasının yanı sıra matbaacı ve yazar olarak da hayatının farklı dönemlerinde çeşitli uğraşıları olduğu görülebilir. Bu uğraşlar çerçevesinde, bilim adamının hayatı biraz incelenirse, ironik birkaç durumun 1700'lü yıllardan bugüne zuhur ettiği görülecektir. Bunlardan ilki, geçmişte birçok aforizmaya imza atmış düşünürün 'İnsan paranın sahtesini yapar, para da insanın.' mottosuna rağmen, isminin bugün 100 dolarlık banknotlar üstünde basılı oluşudur. Yukarıdaki cümlede 'rağmen' kullanmak çok da yanlış olmayacaktır; çünkü 'Para her şeyi yapar diyen adam, para için her şeyi yapan adamdır.' düşüncesi de yine kendisine aittir.
Benjamin Franklin, insana dair üç doğal hakkın 'yaşama, özgürlük ve mutluluk arayışı' olduğunu buyuran Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi'nin hazırlanmasında Thomas Jefferson ve John Adams ile birlikte görev almıştır. Diplomatik görevleri süresince arazi vergisine karşı büyük ailelerle mücadele etmiş ve 1772'de Massachusetts Valisi Hutchinson'un sömürge halkına karşı hakaretlerle dolu mektuplarını ele geçirerek yayınlamıştır. O yıllarda Franklin'in sömürge halkı karşısında itibarı atarken; bugün Wikileaks belgelerini yayınlayan Julian Assange Amerika tarafından terörist ilan edilmiştir. 1700'lerde Amerikanın kurucularından sayılan Benjamin Franklin'in özgürlük ülkesinde 2000'li yıllarda varılan özgürlük noktası budur. Bu da Amerika tarihindeki ilginçliklerden biri olarak bu ironiye tesadüf eder.
İlgilerini sıralarken müziğin bahsi geçmese de Franklin'in gitar ve keman çaldığı bilinir ama müzikle ilgili uğraşı bununla da sınırlı değildir. 1761 yılında bir cam üfleyicisinden de yardım alarak camdan bir müzik aleti yapmış, bu müzik aletine de armonika ismini vermiştir. 1800'lü yıllara kadar cam armonikayla yapılan ilginç eserler beğeniyle dinlenmiştir fakat bir süre sonra bu aleti kullanarak müzik yapmak ve dinlemenin insanları deliliğe sürüklediği batıl inancı ortaya atılmış ve ortadan kaldırılmıştır. İnsanları depresyona sokarak delirttiği fikri zamanla inanırlığını yitirse de eski armonikaların camı kurşun bazlı olduğu için kurşun zehirlenmelerine neden olduğu düşünülmüştür. Günümüzde kurşun bazlı olmayan versiyonları üretilmektedir ve 19. yüzyılda yaygın olduğu kadar olmasa da armonikayla müzik icra eden sanatçılar bulunmaktadır.
Franklin gün ışığından daha fazla faydalanmak adına saat uygulamasını başlatmıştır. Gelmiş geçmiş en zeki Amerikalı olarak anılan Franklin Akademi Başkanı ve Senatör olmuşsa da bilinenin aksine Amerikan Başkanlığı yapmamıştır.
Bu güçlü diplomatik kişilik aynı zamanda birçok icada imzasını atmıştır. Bunların bir kısmı 'icat ihtiyaçtan doğar' lafını doğrularcasına kendi ihtiyaçlarını gidermeye yönelik icatlardır. Örneğin, sallanan sandalyesinde kitap okurken sinekleri kovmak için, sallantı ile çalışan bir vantilatör geliştirmiştir. Ayrıca kendi görme bozukluğunu gidermek için bifocals denilen çift optikli gözlüğü bulmuştur. Ayrıca elektrik yüklerinin artı ve eksi olarak belirlenip, adlandırılmasını sağlayan da kendisidir.
Elektrikle ilgili bir diğer uğraşı ise en bilindik ismiyle 'Paratoner'dir. Fırtınalı bir havada uçurduğu metal uçurtma ile yıldırımın bir elektriksel deşarj olayı olduğunu ispat etmiştir. Aslında bu deneyi ilk olarak Franklin'in girişiminden 50 yıl önce İngiliz Francis Wall gerçekleştirmiştir. Ancak ıslak uçurtma ipiyle irtibatlı olan iletken metal gövdesine temas edince elektrik çarpılması sonucu ölümden dönmüştür. Bu 50 yıl içerisinde deneyi defalarca deneyen olmuşsa da Franklin'den önce kimse başarılı olamamıştır.
1750 yılında Franklin elektriksel bir güç olan yıldırımlardan korunmak üzere paratonerin kullanılabileceğini İngiliz Kraliyet Bilimler Akademisi'ne bildirmiştir. Akademiye, uçurtma deneyiyle teorisini ispat etmeye çalışmadan evvel deneyde bir kilise âleminin kullanılmasını önermiştir ancak akademi bununla ilgilenmemiştir. Philadelphia'da da henüz yüksek âlemli kiliseler de bulunmadığından, teorisini fırtınalı havada uçurtma uçurarak ispat etmek durumunda kalmıştır, bu deney de iki arkadaşının ölümüne neden olmuştur.
1769'da İtalya'nın Brescia kentinde yıldırım düşmesi nedeniyle cephanelikte bulunan takriben 70 ton barut infilâk etmiş, 190 ev harap olmuştur. Brescia Meclisi, İngiliz Kraliyet Akademisi'ne bu felaketin tekrarını önlemek üzere çare bulması için çağrıda bulunmuştur. Bunun üzerine Akademi, Franklin'in de üyesi olduğu bir komite kurmuştur. Paratonerin ucunun sivri mi yuvarlak mı olacağı tartışma yaratmıştır. Sivri uç isteyen Franklin'in, Amerikan Kolonilerini temsil eden ihtilalci biri olduğu bahanesiyle, İngiltere Kralı George III yuvarlak başlı paratoner şeklinin seçilmesini istemiştir. Akademi başkanı bunu reddedince de Kral onu görevinden almıştır. Ancak yüklerin sivri ucu tercih etmesi nedeniyle bugün kullanılan paratonerlerin sivri uçlu olduğunu belirtmek gerekir.
Geçen yüzyıllara rağmen hala siyasi fikirlerin ayrılığı ve çıkarların çatışması nedeniyle bilimsel gelişmelerin önü tıkanmaktadır. Siyasiler bilimsel çalışmaları ideolojileri doğrultusunda şekillendirmeye çalıştıkça, çoğu zaman pratikte hayli kolaylık ve bunun ötesinde güvenlik de sağlayacak birçok gelişim çok uzun süreçler sonunda gerçekleştirilebilmiştir. Bugün hala paratoner kullanımı konusunda, mevcut teknolojiye ve dünya çapındaki yaygın kullanımına rağmen uluslar arası bir standart oluşturulamamış olması da yıldırımdan korunma konusundaki eksikliğe işaret etmektedir.
''Vücutlar yaşlansa bile bütün hastalıklar kesinlikle önlenebilir ya da tedavi edilebilir. Sonuçta da yaşam süremiz yüksek standartlarda uzatılabilir.'' diyen Benjamin Franklin'in seksen dört yıllık uzun ömrü 1790 senesinde, solunum yetmezliği nedeniyle sona ermiştir. On yedi çocuklu bir ailenin onuncu çocuğu olarak dünyaya gelmiş, ömrünü filozof- devlet adamı olarak tamamlamıştır. Yazımda yer verememiş olsam da siyaset, felsefe, bilim, iş ilişkileri gibi konuların tartışıldığı Junto adlı bir kulüp, kütüphane, hastane ve yangına karşı sigorta şirketi kurmuştur. Basımevlerini çoğaltmıştır, ayrıca satrançta da çok başarılı olduğu söylenir. Ölümünün ardından yüzyıllar boyunca sayısız kültürel etkinliğe ismi verilmiştir. Faydalı ömrünün sonraki nesillere ilham vermesi ömrünü tamamladıktan sonra da insanlığa olan katkısıdır.
Bir sonraki yazımda görüşmek dileğiyle'
Özlem KAPUCU
Elektrik Mühendisi
AMPER ELK. İNŞ. SAN. TİC. AŞ.
- Dünyanın En Görkemli 10 Güneş Tarlası
- Dünyanın En Büyük 10 Makinesi
- 2020’nin En İyi 10 Kişisel Robotu
- Programlamaya Erken Yaşta Başlayan 7 Ünlü Bilgisayar Programcısı
- Üretimin Geleceğinde Etkili Olacak 10 Beceri
- Olağan Üstü Tasarıma Sahip 5 Köprü
- Dünyanın En İyi Bilim ve Teknoloji Müzeleri
- En İyi 5 Tıbbi Robot
- Dünyanın En Zengin 10 Mühendisi
- Üretim için 6 Fabrikasyon İşlemi
- Enerji Yönetiminde Ölçümün Rolü: Verimliliğe Giden Yol
- HVAC Sistemlerinde Kullanılan EC Fan, Sürücü ve EC+ Fan Teknolojisi
- Su İşleme, Dağıtım ve Atık Su Yönetim Tesislerinde Sürücü Kullanımı
- Röle ve Trafo Merkezi Testlerinin Temelleri | Webinar
- Chint Elektrik Temel DIN Ray Ürünleri Tanıtımı
- Sigma Termik Manyetik Şalterler ile Elektrik Devrelerinde Koruma
- Elektrik Panoları ve Üretim Teknikleri
- Teknik Servis | Megger Türkiye
- Güneş Enerji Santrallerinde Yıldırımdan Korunma ve Topraklama
- Megger Türkiye Ofisi