Elektrikli Araçların Enerji Tüketimine Etkisi

Elektrikli araçlara olan ilgi artmaya devam ederken, araç üreticileri elektrikli araç üretimlerinde talepler doğrultusunda tanıtım ve üretimlerini artıyor. Önümüzdeki yıllarda sıkça görebileceğimiz elektrikli araçların şarj olurken şebekeden beslenecek olması, talebin artışına neden olacaktır. Araştırmacıların ve enerji şirketlerinin bu konu hakkında bir çözümü var. Detaylar yazımızda.

A- A+

20.03.2017 tarihli yazı 8478 kez okunmuştur.

Elektrikli araçlar, karayolu taşımacılığında karbon emisyonunu azaltılmasında merkezi bir rol oynayabilir. Hızla artan talep, elektrikli araçların yollarda daha sık görülmesini sağlayacaktır. Elektrikli araçların şarjı için şehir şebekesi kullanılarak güç birimlerinin şarj edilmesi sağlanacaktır. Bu durum elektrik yüklerinin kontrolünü gerektirecektir. Her ne kadar elektrikli araçların şebekeye yükü az olsa da, geceleri şarj yapıldığından dalgalanmalar ve yük artışı olabilir. Elektrikli araçlar için önümüzdeki yıllarda beklenen artış %66 gibi yüksek bir rakamdır. Bu rakam bölgeden bölgeye, ülkeden ülkeye değişiklik gösterebilmektedir.

►İlginizi Çekebilir: Elektrikli Araçlar İçin Kablosuz Şarj

Elektrik tedarik firmaları ve pek çok kurum elektrikli araçların artışını göz önüne alarak uzun vadeli proje üzerinde çalışmalarına başladı. “Akıllı şebeke” olarak adlandırılan bu şebekeler, teknolojinin geldiği son noktayı kullanarak elektrik maliyetlerini azaltmayı ve entegrasyonu artırmayı planlıyor.

Akıllı Şebeke Teknolojisi

Kullanıcıların değişen elektrik taleplerini karşılamak için elektrik kaynaklarının yönetilmesi için bilgi, iletişim ve teknolojik verilerin kullanıldığı bir elektrik ağıdır. Akıllı şebekeler ile elektrik enerjisi ve tüketici arasında etkin bir rol oynamakla beraber, maliyetleri ve çevresel etkileri azaltarak, sistem güvenilirliğini ve istikrarı ön plana çıkarmaktadır. Mevcut ağ yapısı ile uyumlu olan akıllı şebekeler, elektrikli araçlar ve gelişen teknolojilere uyum sağlayacaktır. Elektrikli araçlar toplam elektrik üretiminde yükün önemli bir kısmını oluşturabilir. Akıllı şebeke ile gücün az tüketildiği zamanlara yönlendirilerek yükün daha iyi önetilmesi sağlanır. İlave güç santrallerinin yapılmasına gerek duyulmadan yük kontrolü yapılacaktır.

Akıllı şebeke ile şarj yükünün yoğun olmayan periyotlara kaydırılmasını sağlayarak günlük yük eğrisini düzleştirerek hem üretim hem de şebeke yatırım ihtiyaçlarını önemli ölçüde azaltabilir. Hem de elektrik üretiminden kaynaklanan C02 emisyonunu en aza indirmiş olacaktır. Gelişmiş ölçüm ekipmanları ve yardımcı programlar ile kullanıcılara uygun bir şarj planı hazırlanacaktır. Ölçüm aleti ile elde edilen değerler depolanarak daha sonra kullanılabilir. Bu tür bilgi akışı gelişmiş algoritmalar ve iletişim protokolleri gereklidir. Gelişmiş sayaçlar ayrıca uzaktan bağlantı ve bağlantı kesmelerine izin verebilir. Gelişmiş ölçüm ekipmanları ile yoğun talep vaktinin geçmesinin ardından şarjın başlatılmasına izin verecektir. Filo araçlarının şarj edilmesi benzer şekilde planlanabilir. Şarj süresi pil teknolojisindeki ilerlemelerle düştüğü için bu giderek cazip hale gelecektir. Günümüzde çoğu araba aküsü tam şarj etmek için birkaç saat gerekiyor, ancak bazı tipler çok daha hızlı şarj edilebilmektedir.

Yenilenebilir enerjinin elektrikli araçların şarj merkezine entegrasyonu uzun vadede mümkün olmayacak gibi görünmektedir. Ülkelerin enerji anlaşmaları vs. sebepler en başlıca neden gibi durmaktadır. Diğer bir neden ise önceliğin tüketicilere verilmiş olmasıdır. Akıllı şebekenin avantajları ise şu şekildedir;

► Daha verimli elektrik üretimi

► Maliyet uygunluğu

► Değişken taleplere uygun enerji dağıtımı

► Gelişmiş güvenlik

Kaynak:

► InterestingEngineering

► International Transport Forum