İş Sağlığı ve Güvenliği'nin Tarihi
İnsan var olduğu günden beri yaşamını sürdürebilmek için üretmesi gereken bir varlıktır. Başlangıçta toplayıcılık ve avcılıkla varlığını sürdürmek için doğa şartları ve hayvanlarla mücadele eden insanoğlunun günümüzdeki mücadelesi şekil değiştirmiş olsa da bu mücadele sürekli olarak devam etmektedir. Bu mücadelesinin sürekliliği için de en önemli unsur sağlıklı kalmasıdır.
02.08.2021 tarihli yazı 10728 kez okunmuştur.
İnsan vücudunu düşündüğümüzde çeşitli organların hatta ve hatta organları oluşturan hücrelerin dahi mükemmel bir uyum içinde çalıştığı daha önce bilim insanları tarafından kanıtlanmıştır. Sağlık kavramı ise vücudu bir bütün olarak düşündüğümüzde bu uyumun bozulmadan çalışması demektir.
Dünyada ki her şeyde olduğu gibi insan vücunun da bir ömrü vardır. Bu ömür vücudu oluşturan doku ve organların deformasyonuyla doğru orantılıdır. Günlük hayatta farkında olmadan yaptığımız bir çok şey aslında bu düzeni bozmaya yöneliktir. Buna yemek yemek dahi dahil edilebilir. Bunun dışında insanların büyük çoğunluğu hayatlarını devam ettirebilmek için bir işte çalışmaktadır. Günümüz dünyasında çalışma süreleri her geçen gün artan bir trendde olsa da; günün minimum üçte birini çalıştığı işte geçirmektedir. Buna ulaşım ve yemek saatlerini dahil ettiğimizde bu durum günün yarısını bulmaktadır. Çalışma süresi içerisine dahil olan bu süreler istisnalar haricinde işveren sorumluluğuna dahil edilmektedir. Bu süreçte başına gelen anlık kazalar (trafik kazası, iş kazası vb.) ya da uzun sürede ortaya çıkan meslek hastalıkları gibi durumlar işveren sorumluluğunda olup, bu durumların önüne geçilmesi için çeşitli önlemler almak işverenlerin sorumluluğundadır.
İş Sağlığı ve Güvenliği’ nin tarihsel gelişimine baktığımızda 3 ana dönemde değerlendirme yapılması yanlış olmayacaktır.
Bu dönemler;
►Sanayi Devriminden Önceki İSG Yaklaşımları
►Sanayi Devriminden Sonra İSG Yaklaşımları
►Günümüzdeki İSG Yaklaşımları
Bu dönemler;
►Sanayi Devriminden Önceki İSG Yaklaşımları
►Sanayi Devriminden Sonra İSG Yaklaşımları
►Günümüzdeki İSG Yaklaşımları
Sanayi Devriminden Önceki İSG Yaklaşımları
Yukarıdaki bölümde de bahsedildiği gibi insan yaşamının gelişme dönemlerine baktığımızda ilkçağda insanların avcılık ve toplayıcılıkla hayatını devam ettirdiği görülmektedir. Sonraki çağlarda ise tarıma başlayarak yerleşik hayata geçmiştir. Yerleşik hayatın başlangıcıyla büyük işlerin yapımı için insanlar arasındaki iş gücü başlamıştır. Sonrasında ise insanların birbirini çalıştırdığı bir sürece girilmiştir.
Tarihte ilk kez Babiller döneminde(M.Ö.) 2000’ lerde Hammurabi Kanunları’ nda yer alan “iş yaptıranın işin negatif sonuçlarından sorumlu” olduğuna dair hükümlere rastlanmaktadır. Bu hükümler tarihteki İSG konusunun ele alındığı durum olarak dikkate alınmaktadır.
Tarihe baktığımızda millattan önce yaşamış olan Aristoteles, Heredotos, Hippokrates, Nicander, Plautus, Büyük Plinius gibi ünlü düşünürlerin söylemiş olduğu çeşitli sözlere baktığımızda yine İSG konularına dair bazı hassasiyetlerin yaşanmış olduğunu görmekteyiz.
►Koşucuların hastalıklarından söz etmiş; gladyatörler için diyet tanımlamıştır. (Aristoteles)
►İlk kez işçilere yeterli besin verilmesinin üzerinde durmuştur. (Heredotos)
►İlk kez kurşunun zararlı etkileri üzerinde durmuştur. Felç ve görme bozuklukları ile kurşuna maruz kalma arasındaki ilişkiyi ortaya koymuştur. (Hippokrates)
►Kurşun zehirlenmesi ile karın ağrısı, kabızlık ve yüz solukluğu arasındaki ilişkiyi kesinleitirmiştir. (Nicander)
►Bazı esnaf ve sanaatkarların çalışma pozisyonlarından ileri gelen vücut görünüm bozuklukları (malformasyonşlar) ile ilgili bilgi vermiştir. (Plautus)
►Tehlikeli tozlara maruz kalanların, kendilerini korumaları için maske kullanmaları önermiştir. (Büyük Plinius)
Tarihte ilk kez Babiller döneminde(M.Ö.) 2000’ lerde Hammurabi Kanunları’ nda yer alan “iş yaptıranın işin negatif sonuçlarından sorumlu” olduğuna dair hükümlere rastlanmaktadır. Bu hükümler tarihteki İSG konusunun ele alındığı durum olarak dikkate alınmaktadır.
Tarihe baktığımızda millattan önce yaşamış olan Aristoteles, Heredotos, Hippokrates, Nicander, Plautus, Büyük Plinius gibi ünlü düşünürlerin söylemiş olduğu çeşitli sözlere baktığımızda yine İSG konularına dair bazı hassasiyetlerin yaşanmış olduğunu görmekteyiz.
►Koşucuların hastalıklarından söz etmiş; gladyatörler için diyet tanımlamıştır. (Aristoteles)
►İlk kez işçilere yeterli besin verilmesinin üzerinde durmuştur. (Heredotos)
►İlk kez kurşunun zararlı etkileri üzerinde durmuştur. Felç ve görme bozuklukları ile kurşuna maruz kalma arasındaki ilişkiyi ortaya koymuştur. (Hippokrates)
►Kurşun zehirlenmesi ile karın ağrısı, kabızlık ve yüz solukluğu arasındaki ilişkiyi kesinleitirmiştir. (Nicander)
►Bazı esnaf ve sanaatkarların çalışma pozisyonlarından ileri gelen vücut görünüm bozuklukları (malformasyonşlar) ile ilgili bilgi vermiştir. (Plautus)
►Tehlikeli tozlara maruz kalanların, kendilerini korumaları için maske kullanmaları önermiştir. (Büyük Plinius)
► İlginizi Çekebilir: İş Sağlığı ve Güvenliği Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Sanayi Devriminde İSG Yaklaşımları
1800’ lü yıllarda İngiltere’ de ortaya çıkan ve sonrasında tüm dünyada büyük değişimlere sebep olan Sanayi Devrimi’ nin başlamasıyla İş Sağlığı ve Güvenliği’ ne bakış farklılık göstermeye başlamıştır.
Sanayi devrimine kadar küçük atölyelerde el gücüyle yapılan imalatlar, sanayi devrimi süreciyle birlikte daha büyük imalathanelerde makine gücü kullanılarak yapılmaya başlamıştır.
Sanayi devrimiyle birlikte gerek insanların kültürel gelişiminin artması gerekse çalışma hayatındaki değişimler İş Sağlığı ve Güvenliği konularına da yansımıştır. Bu süreçte farklı kişilerden farklı yaklaşımlar görülmüştür.
Edwin Chadwick’ in hazırlamış olduğu raporda; Çalışan Nüfusun Sağlık Durumu’ nu ortaya koymak için bir çalışma yapmıştır. Bu çalışmada çalışanların özellikle barınma ve çevre şartlarının insan sağlığını nasıl etkilediğine değinmiştir.
Friedrich Engles ise işçilerin yaşam ve çalışma koşullarına dair edinmiş olduğu deneyimlerini, Chadwick Raporu’ nu da dikkate alarak 1844 yılında İşçi Sınıfının Durumu’ nun yer aldığı bir kitap yayınlamıştır.
Percival Pott ise 1775 yılında, baca temizleme işleriyle uğraşan işçilerin; is ve kurum nedeniyle skortum kanserine yakalandıklarını tespit etmiştir. Asıl mesleği hekimdir. Bu tespitinden yola çıkarak çalışma koşulları ve işçilerin iş ortamlarında maruz kaldığı zararlı maddelerin uzun vadede insan sağlığını vermiş olduğu zararları saptamış ve bu konuda bilgilendirme yapmıştır.
Sanayi devrimine kadar küçük atölyelerde el gücüyle yapılan imalatlar, sanayi devrimi süreciyle birlikte daha büyük imalathanelerde makine gücü kullanılarak yapılmaya başlamıştır.
Sanayi devrimiyle birlikte gerek insanların kültürel gelişiminin artması gerekse çalışma hayatındaki değişimler İş Sağlığı ve Güvenliği konularına da yansımıştır. Bu süreçte farklı kişilerden farklı yaklaşımlar görülmüştür.
Edwin Chadwick’ in hazırlamış olduğu raporda; Çalışan Nüfusun Sağlık Durumu’ nu ortaya koymak için bir çalışma yapmıştır. Bu çalışmada çalışanların özellikle barınma ve çevre şartlarının insan sağlığını nasıl etkilediğine değinmiştir.
Friedrich Engles ise işçilerin yaşam ve çalışma koşullarına dair edinmiş olduğu deneyimlerini, Chadwick Raporu’ nu da dikkate alarak 1844 yılında İşçi Sınıfının Durumu’ nun yer aldığı bir kitap yayınlamıştır.
Percival Pott ise 1775 yılında, baca temizleme işleriyle uğraşan işçilerin; is ve kurum nedeniyle skortum kanserine yakalandıklarını tespit etmiştir. Asıl mesleği hekimdir. Bu tespitinden yola çıkarak çalışma koşulları ve işçilerin iş ortamlarında maruz kaldığı zararlı maddelerin uzun vadede insan sağlığını vermiş olduğu zararları saptamış ve bu konuda bilgilendirme yapmıştır.
İş Sağlığı ve Güvenliği konularındaki ilk yasal düzenlemelere ise İngiltere’ de rastlanmaktadır.
İngiltere’ de yaşanan bu düzenlemelere knolojik olarak baktığımızda;
►1802 yılında, Fabrika Yasaları adlı düzenleme
►1833 yılında Fabikalarda Çocuk İşçi yasası çıkarılmış ve bu yasada çalışma yaşını en küçük 10 olarak sınırlandırmış ve çalışma süresini de günlük 10 saat olarak sınırlandırmıştır.
►İşe girişte; doktor raporu ilk defa bu dönemde istenmiştir.
►İlk defa istatistiki bilgiler toplanmaya başlanmış, iş yeri denetimi, iş müfettişliği gibi kavramlar ilk defa bu dönemde duyulmaya başlanmıştır.
►Yine bu dönemde ilk defa meslek hastalıklarının tedavisi için özel bölümler kurulmaya başlanmıştır.
Türkiye’ de İş Sağlığı ve Güvenliği Konusunun Tarihsel Gelişimi
İş Sağlığı ve Güvenlik konusuna genel olarak baktığımızda; ülkelerin gelişmişlik düzeyinin bu konuda büyük önem arz ettiğini görmekteyiz. Bir diğer önem arz eden noktanın ise üretim alanındaki gelişmeler olduğunu görmekteyiz. Bilindiği gibi İngiltere’ de başlayan sanayi devrimini her ülkede farklı bir dönemde etkili olmuştur.
Türkiye’ de sanayi devriminin etkisinin görüldüğü yılların 16. ve 17. yüzyıllar olduğu bilinmektedir. Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu’ nda el sanatları, dokuma işleri, çinicilik ve gemi yapımı konusunda çalışmalar yapılmaktadır. Bundan dolayı çalışma hayatına dair büyük sorunlar yaşanmamaktadır ve bundan dolayı gündemde değildir. Bu dönemde Osmanlı ekonomisine en büyük katkı sağlayan çeşitli örgütlenmeler vardır. Bunlardan bazıları da Esnaf odaları ve lonca teşkilatlarıdır.
Tanzimat döneminde başlayan ve sonrasında hızlanarak devam eden sanayileşme hareketleri sonucunda çalışma koşullarındaki büyük değişimler farkedilmeye başlanmıştır. Bunun sonucunda da çalışanların korunmasına yönelik bazı düzenlemelerin yapılmasını zorunlu kılınmıştır.
Osmanlı’ da İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda ilk çalışmaların 1850’li yıllarda başladığı görülmüştür. Osmanlı İmparatorluğu’ nda askeri amaçlı üretimlerin yanında, el tezgahlarında görülmeye başlayan sanayileşme, madencilik, demir yolu yapı, tütün işletmeleri gibi alanlardaki çalışmalarla devam etmiştir. Bu iş kollarında çalışan insanların çalışma sürelerinin 16 saate kadar çıktığı görülmektedir. Bunun dışında ağır işlerde kadın ve çocukların çalıştırıldığı tespit edilmiştir.
Bu yıllarda ülkemizde bulunan kömür ocaklarında iş kazalarının arttığı görülmüştür. Yine aynı şekilde meslek hastalıklarının arttığı görülmüştür. Bununla ilgili Ergani Bakır İşletmeleri’ nde 1829 yılında bu konuda bazı çalışmalar yapılmıştır.
1865 yılında ise Dilaver Paşa tarafından Ereğli Kömür Havzası’ nda uygulanması için bir nizamname hazırlatılmıştır.
Bu nizammeye göre;
►Günlük çalışma süresi 10 saat olacaktır.
►İşçilere çalışma sürelerinin dışında dinlenme süreleri de verilmelidir.
►İşçilere yatacak yer sağlanmalıdır.
►İşçi ücretlerinin öncelikli olarak ödenmesi ve işe girmek için hazır bekleyen işçilere çalıştırılmasalar dahi ücret ödenmelidir.
1869 yılında ise tüm madenlerde geçerli olmak üzere Maadin Nizamnamesi yürürlüğe girmiştir. Bu nizamnamede daha önceden hazırlanan Dilaver Paşa Nizamnamesi’ nin eksikleri göz önüne alınmış ve eksiklikler giderilmeye çalışılmıştır.
Maadin Nizamnamesine göre;
►Madenlerde angarya çalışma düzeni ortadan kaldırılmıştır.
►Madenlerde çalışan mühendislerin kazaları önlemesi için gerekli önlemlerin alınmasını ve bu amaca yönelik malzemeleri yönetimden talep etme hakkı verilmiştir.
►Kazaların yönetime bildirilmesi zorunlu hale getirilmiştir.
►Madenlerde doktor ve eczane bulundurulması zorunlu hale getirilmiştir.
►İş kazası geçiren işçilere ve ailelere tazminat verilmesi zorunlu hale getirilmiştir.
►İş kazasının oluşumunda kusurlu olan işverenin cezalandırılmasıyla ilgili bir takım düzenlemeler yapılmıştır.
Türkiye’ de sanayi devriminin etkisinin görüldüğü yılların 16. ve 17. yüzyıllar olduğu bilinmektedir. Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu’ nda el sanatları, dokuma işleri, çinicilik ve gemi yapımı konusunda çalışmalar yapılmaktadır. Bundan dolayı çalışma hayatına dair büyük sorunlar yaşanmamaktadır ve bundan dolayı gündemde değildir. Bu dönemde Osmanlı ekonomisine en büyük katkı sağlayan çeşitli örgütlenmeler vardır. Bunlardan bazıları da Esnaf odaları ve lonca teşkilatlarıdır.
Tanzimat döneminde başlayan ve sonrasında hızlanarak devam eden sanayileşme hareketleri sonucunda çalışma koşullarındaki büyük değişimler farkedilmeye başlanmıştır. Bunun sonucunda da çalışanların korunmasına yönelik bazı düzenlemelerin yapılmasını zorunlu kılınmıştır.
Osmanlı’ da İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda ilk çalışmaların 1850’li yıllarda başladığı görülmüştür. Osmanlı İmparatorluğu’ nda askeri amaçlı üretimlerin yanında, el tezgahlarında görülmeye başlayan sanayileşme, madencilik, demir yolu yapı, tütün işletmeleri gibi alanlardaki çalışmalarla devam etmiştir. Bu iş kollarında çalışan insanların çalışma sürelerinin 16 saate kadar çıktığı görülmektedir. Bunun dışında ağır işlerde kadın ve çocukların çalıştırıldığı tespit edilmiştir.
Bu yıllarda ülkemizde bulunan kömür ocaklarında iş kazalarının arttığı görülmüştür. Yine aynı şekilde meslek hastalıklarının arttığı görülmüştür. Bununla ilgili Ergani Bakır İşletmeleri’ nde 1829 yılında bu konuda bazı çalışmalar yapılmıştır.
1865 yılında ise Dilaver Paşa tarafından Ereğli Kömür Havzası’ nda uygulanması için bir nizamname hazırlatılmıştır.
Bu nizammeye göre;
►Günlük çalışma süresi 10 saat olacaktır.
►İşçilere çalışma sürelerinin dışında dinlenme süreleri de verilmelidir.
►İşçilere yatacak yer sağlanmalıdır.
►İşçi ücretlerinin öncelikli olarak ödenmesi ve işe girmek için hazır bekleyen işçilere çalıştırılmasalar dahi ücret ödenmelidir.
1869 yılında ise tüm madenlerde geçerli olmak üzere Maadin Nizamnamesi yürürlüğe girmiştir. Bu nizamnamede daha önceden hazırlanan Dilaver Paşa Nizamnamesi’ nin eksikleri göz önüne alınmış ve eksiklikler giderilmeye çalışılmıştır.
Maadin Nizamnamesine göre;
►Madenlerde angarya çalışma düzeni ortadan kaldırılmıştır.
►Madenlerde çalışan mühendislerin kazaları önlemesi için gerekli önlemlerin alınmasını ve bu amaca yönelik malzemeleri yönetimden talep etme hakkı verilmiştir.
►Kazaların yönetime bildirilmesi zorunlu hale getirilmiştir.
►Madenlerde doktor ve eczane bulundurulması zorunlu hale getirilmiştir.
►İş kazası geçiren işçilere ve ailelere tazminat verilmesi zorunlu hale getirilmiştir.
►İş kazasının oluşumunda kusurlu olan işverenin cezalandırılmasıyla ilgili bir takım düzenlemeler yapılmıştır.
Sanayileşmenin cumhuriyetle beraber hızlanmasıyla bu konuda yasal düzenlemeler yapılması zorunlu bir hal almıştır.
Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren iş sağlığı ve güvenliği alanında ciddi yasal düzenlemeler yapılmıştır. Bu düzenlemeler;
►1921 yılında; Ereğli Kömür Havzası Maden İşçisinin Huk. İliş. 151 sayılı kanun
►1936 yılında; 3008 sayılı İş Kanunu (temel iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin hükümler)
►1967 yılında; 931 sayılı İş Kanunu
►1971 yılında; 1475 sayılı İş Kanunu
►2003 yılında; 4857 sayılı İş Kanunu çıkarılmıştır.
2003 yılında çıkarılan 4857 sayılı İş Kanunu’ yla AB normları başta olmak üzere International Labour Organization(ILO) yani Uluslararası Çalışma Örgütü sözleşmeleri esas alınarak hazırlanmış ve yürürlüğe girmiştir. Böylece bundan önce yayınlanan kanun niteleğindeki kanunlar daha kapsamlı bir hale gelmiştir.
2006 ile 2008 yıllarında ise İş Sağlığı ve Güvenliği’ yle ilgili bir kanunun çıkarılması amaçlanarak çalışmalara başlanılmıştır.
2012 yılında yayınlanan; 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu çıkarılmıştır. Bu kanun ile kamu veya özel sektör ayrımı olmaksızın tüm işletmelerin risk değerlendirmesi ve İş Sağlığı ve Güvenliği(İSG) konularında çalışma yapması zorunlu hale gelmiştir.
Kaynaklar:
► Dünyada Ve Türkiye’de İş Sağlığı Ve İş Güvenliğinin Tarihsel Gelişimi, Özal Çiçek ve Mehmet Öçal
► Alli, Benjamin O, Fundamental Principles of Occupational Health and Safety, Second Ed., 2008
YORUMLAR
Aktif etkinlik bulunmamaktadır.
- Dünyanın En Görkemli 10 Güneş Tarlası
- Dünyanın En Büyük 10 Makinesi
- 2020’nin En İyi 10 Kişisel Robotu
- Programlamaya Erken Yaşta Başlayan 7 Ünlü Bilgisayar Programcısı
- Üretimin Geleceğinde Etkili Olacak 10 Beceri
- Olağan Üstü Tasarıma Sahip 5 Köprü
- Dünyanın En İyi Bilim ve Teknoloji Müzeleri
- En İyi 5 Tıbbi Robot
- Dünyanın En Zengin 10 Mühendisi
- Üretim için 6 Fabrikasyon İşlemi
- Webinar I Büyüyen Veri, Artan Güç: Sürdürülebilir Çözümler
- Kompanzasyon Sistemleri ve Güç Kalitesi | Webinar | Chint Türkiye
- Nasıl Dönüşür I Elektrik 4.0
- Nasıl Dönüşür I Fosil Yakıt
- Nasıl Dönüşür I Kompost
- Sigma DIN Rayı Çözümleri: Ürün Portföyü, Teknik Özellikler ve Kullanım Alanları
- Denizcilik Endüstri Uygulamaları ve Servis Bakım Süreçleri
- DrivePro Yaşam Döngüsü Hizmetleri
- Batarya Testinin Temelleri
- Enerji Yönetiminde Ölçümün Rolü: Verimliliğe Giden Yol
ANKET