LED
(Light Emitted Diode)’in Hikayesi
Işık yayan DİYOT olarak isimlendirilen LED, elektrik enerjisini ışığa dönüştüren yarı iletken devre elemanıdır. Sizler için LED'in hikayesini hazırladık. LED'i kim ne zaman hangi deneylerle nasıl bulmuştur gibi soruların cevabını yazımızda bulabilirsiniz...
11.02.2015 tarihli yazı 21924 kez okunmuştur.
1907 yılında Henry Joseph Round Marconi Electronics şirketinde çalışmaktaydı. Elektro ışıldama hakkında incelemeler yaparken birbirine bağlı iki Silikon Karpit (SIC) kristallerin uçlarına düşük voltaj vermiştir. Bu araştırmalarına devam ederken etrafa sarı ışık yayıldığını farketti. Ama bu ışığın gündelik hayatta bir iş yapmak için yetersiz olduğunu anlamıştır. Ayrıca çalışmalarında kullandığı Silikon Karpit maddesi bazı sorunlar oluşturduğu için araştırmayı yarıda kesmek zorunda kalmıştır.
Joseph Round'un yaptığı çalışmalar olumsuz giderken bakır ve çinko sülfürden yapılmış fosfor malzemeleri kullanarak 1920'li yıllarda Almanya'da Bernhard Gudden ve Robert Wichard Pohl bir takım deneyler yapmışlardır. Tarih 1936'yı gösterdiğinde George Destriau, çinko sülfür tozlarını elektrik akımına tutarak ışığın emisyonu hakkında bilgiler edinmiş ve “Elektro Işıldama” tanımına ulaşmıştır.
Oleg Vladimirovich Losev ve İlk LED
Bu çalışmalar yapılırken Rus bilim adamı Oleg Vladimirovich Losev, 1920'li yıllarda radyo alıcıları hakkında çalışmalar yaparken diyotların ışık saçtığını görmüş ve araştırmaların sonucunda 1927 yılında Philosophical Magazine adlı Rus Gazetesinde çalışmaları hakkında bir makele yayınlandı. Şuanda kullandığımız LED'lerin babası olarak Rus bilim adamı bilinmektedir.
►İlginizi Çekebilir: Parlayan Yıldızımız LED
1950’li yıllara gelindiğinde İngilizlerin yaptıkları deneylerde Galyum Arsenit (GaAs) kullandılar ve elektro Işıldama hakkında raporlar tutulurken nihayet 1960’ların başlarında ortaya çıkan “İlk Modern Işık Yayan Diyot (LED) ortaya çıkmıştır. İlk Led’in yaydığı kırmızı ışık çok zayıf olduğundan güce ihtiyaç olduğu belirtilmiştir. İlk ticari LED yalnızca görünmez kızılötesi ışık üretmek içindi ama yine de diğer yapılacak araştırmaların önünü açmıştır.
Gelişen LED Teknolojisi
1970’li yılların ortalarına doğru gelirken ışık emitörü olarak kullanılan Galyum Fosfatın soluk yeşil rengine benzeyen tonda bir ışık üretmekteydi. Fakat birinde kırmızı diğerinde yeşil ikili Galyum Fosfat çipleri kullanıldığında LED’ler sarı ışığı saçabiliyordu. Yaklaşık 10 yılın sonunda saf yeşil ışık üretimi elde eden batılılar Rusların çok önündeydi. Her nekadar verimsiz olsa da sarı LED'ler Rus imalatıydı.
1990 yıllarının başlarına gelindiğinde turuncu-kırmızı, turuncu, sarı ve yeşil ışık üretmek üzere İndiyum Galyum Alüminyum Fosfat (InGaAlP) kullanılan üstün parlak LED’ler piyasaya sunulmuştur.
Mavi LED Teknolojisi
İlk önemli mavi LED’ler bir kez daha kullanılan Slikon Karbür ile 1990’lü yılların başında ortaya çıkmıştır. Ultra parlak mavi ışık yayan çipler flüoresan fosforlarıyla kaplı olmakla beraber ışık yayan çipteki beyaz LED’lere temel olmuştur. Mavi ışığı emen bu fosforlar beyaz ışık olarak yayılım yapmaktadırlar. Görebildiğimiz diğer renkleride üretmek için bu tarz teknikler kullanılmış ve şuan da kullandığımız pembe ve turkuaz gibi egzotik renklerin üretimi yapılmıştır.
Yalnız, LED’lerin hikayesi sadece renk konusunda olmamıştır. Bunun yanısıra parlaklık konusu da bir o kadar önemsenmiştir. Parlaklıkları çok düşük olan ilk ledler hesap makinesi, göstergelerde ve dijital saatlerde kullanılmıştır. Yakın zamanlara geldiğimizde ise daha yüksek parlaklık gerektiren uygulamalarda kullanılmaya başlanmıştır. Örnek olarak ABD, trafik ışıklarını 2005 yılında LED’ler ile yeniden revize etmiştir.
Hızla gelişen teknoloji ile otomotiv endüstrisi başta olmak üzere endüstriyel alanda da LED teknolojisinden yararlanılmaya devam edilmektedir. LED’ ler evlerimizi, sokak lambalarımızı, ofislerimizi aydınlatacak kadar parlaklığa ulaşmışlardır. LED’lerin enerji verimliliği yönünden de sahip olduğu başarı azımsanmayacak derecededir. Bu sebeple LED teknolojisiniz hayatımızda kullanım alanların genişleyeceği ortadadır. Bir zamanlarda çok sıradan bir ışık gibi gözüken LED kendini ispatlamış hayatımızı kolaylaştıran önemli buluşlardan biri olmuştur.
Hızla gelişen teknoloji ile otomotiv endüstrisi başta olmak üzere endüstriyel alanda da LED teknolojisinden yararlanılmaya devam edilmektedir. LED’ ler evlerimizi, sokak lambalarımızı, ofislerimizi aydınlatacak kadar parlaklığa ulaşmışlardır. LED’lerin enerji verimliliği yönünden de sahip olduğu başarı azımsanmayacak derecededir. Bu sebeple LED teknolojisiniz hayatımızda kullanım alanların genişleyeceği ortadadır. Bir zamanlarda çok sıradan bir ışık gibi gözüken LED kendini ispatlamış hayatımızı kolaylaştıran önemli buluşlardan biri olmuştur.
1999 yılında, Vatikan Sistine Şapeli tartışmalı olsada restorasyonu tamamlandı. Vatikan tarafından verilen bu resim aslında restorasyon değil. Halojen ampuller yerine LED'ler yerleştirilmiştir. Renk spektrumları resimlerin renklerini geliştrimek için tasarlanmıştır. Şapelin enerji tüketimi %60 oranında da düşmüştür.
Kaynak:
►TRG Components
►The Grocer
►TRG Components
►The Grocer
YORUMLAR
Aktif etkinlik bulunmamaktadır.
- Dünyanın En Görkemli 10 Güneş Tarlası
- Dünyanın En Büyük 10 Makinesi
- 2020’nin En İyi 10 Kişisel Robotu
- Programlamaya Erken Yaşta Başlayan 7 Ünlü Bilgisayar Programcısı
- Üretimin Geleceğinde Etkili Olacak 10 Beceri
- Olağan Üstü Tasarıma Sahip 5 Köprü
- Dünyanın En İyi Bilim ve Teknoloji Müzeleri
- En İyi 5 Tıbbi Robot
- Dünyanın En Zengin 10 Mühendisi
- Üretim için 6 Fabrikasyon İşlemi
- Enerji Yönetiminde Ölçümün Rolü: Verimliliğe Giden Yol
- HVAC Sistemlerinde Kullanılan EC Fan, Sürücü ve EC+ Fan Teknolojisi
- Su İşleme, Dağıtım ve Atık Su Yönetim Tesislerinde Sürücü Kullanımı
- Röle ve Trafo Merkezi Testlerinin Temelleri | Webinar
- Chint Elektrik Temel DIN Ray Ürünleri Tanıtımı
- Sigma Termik Manyetik Şalterler ile Elektrik Devrelerinde Koruma
- Elektrik Panoları ve Üretim Teknikleri
- Teknik Servis | Megger Türkiye
- Güneş Enerji Santrallerinde Yıldırımdan Korunma ve Topraklama
- Megger Türkiye Ofisi
ANKET