Malatya'da Kurulacak Füze Kalkanı Projesi'nin Şifreleri

Füze Kalkanı Projesi orijinal olarak ‘ABD Milli Füze Savunma Programı’ndan gelir. Amerika’da Ronald Reagan yönetimi tarafından başlatılan ‘Stratejik Savunma Girişimi, takma adıyla ‘Yıldız Savaşları (Star Wars)’ projesinin devamı mahiyetindedir. Küresel Füze Savunma Kalkanı (Missile Defense Shield-MDS) oluşturma girişimleri ise, ABD milli projesi olarak 1990’lı yılların sonlarında başlatılmıştır. Projenin genel amacı; dünyanın her bölgesinde Amerikan toplumuna yönelik füze saldırılarının hedefine ulaşmadan tespit ve imhası için küresel bir füze savunma kalkanı oluşturulması ve geliştirilmesi olarak tanımlanabilir. Yani füze kalkanı da aktif savunma amacı ile geliştirilmiş bir projedir. 

Füze kalkanı sistemi beş ana unsurdan meydana gelmektedir: Erken ikaz sistemleri (ilk ikazı yapacak), karada ve denizde konuşlu radarlar (atılan füzenin yer ve rotasını belirleyecek), uzaya dayalı kızıl ötesi sistemler (hedefi takip edecek), savaş alanı komuta-kontrol tesisleri (önleme kararını verecek), önleme araçları (hedefi vuracak füzeler). 

Füze kalkanı kısaca özetledik şimdi projenin Türkiye ile ilişkisine bakalım. 

Türkiye’nin jeopolitik konumunun önemini bize ilkokuldan beri anlatırlar. Türkiye Asya ile Avrupa kıtaları arasında bir köprü görevi görür ve Balkanlar'ın, Kafkasya'nın ve Ortadoğu'nun gövdesidir. Türkiye bugün bölgede ki konumu ile elbette ki dünyanın en önemli adresidir. Durum böyle olunca da önemli projelerde rol alması kaçınılmaz olur bu projelerden en yenisi ve en çok konuşulanı füze kalkanı projesidir. Bilindiği gibi füze kalkanı Malatya Kürecik’e kurulması bekleniyor. Pek çok kesimden tepki çeken bu proje ile ilgili bilgi sadece basından elde edilen bilgi ile sınırlı kalmıştır. 

Füze Kalkanı Projesi'nin Türkiye ile ilişkisi

Menzili 3 bin kilometreye kadar olan orta ve uzun menzilli füzelere karşı bir savunma sistemi olacağı biliniyor. Türkiye’nin doğusunda yer alan bir ülkeden, Avrupa’yı hedef alan bir füze ateşlenmesi durumunda bu sensörler devreye girecek.  Sensörlerin füzeyi havadayken tespit etmesiyle birlikte kalkan devreye sokulacak ve Doğu Avrupa’daki çeşitli noktalarla Akdeniz’e yerleştirilen durdurucular harekete geçecek. Kullanılacak durdurucu füzenin türü, tehdit oluşturan füzeye göre belirlenecek. Kısa menzilli tehditte karada PAC-3 (Patriot), orta menzil için THAAD, denizde orta menzilden itibaren SM-3 füzelerinin çeşitli versiyonları kullanılacak.

Planın şu ana kadar ortaya çıkan detaylarında denizdeki durdurucuların 2011’de Akdeniz’e, karadaki durdurucuların 2015’te Romanya’ya, gelişmiş durdurucuların ise 2018’de Polonya’ya yerleştirilmesi öngörülüyor. Bu durdurucuların birinin etkisiz kalması durumunda diğeri devreye girebilecek.

Durduruculardan ateşlenen füzeler, saldırı füzelerini havada vurarak etkisiz hale getirecek. Bu da serpinti sorununu ortaya çıkarıyor.  Özellikle nükleer başlık taşıyan bir füzenin havada, örneğin Türkiye üzerinde, imha edilmesi durumunda yayılacak olan artık materyalin yaratacağı zararların nasıl önleneceği endişe konusu olmuştu ancak yetkililer, nükleer başlık taşıyan bir füzenin havada yolunun kesilmesi ve önlenmesinin herhangi bir nükleer serpintiye yol açmayacağını üstünü çizerek belirtti. Havada gerçekleştirilecek olan durdurma yöntemi ile nükleer başlık taşıyan füzenin imha edileceğini ancak patlamayacağını belirten yetkililer, bu yüzden nükleer başlık parçalarının, radyoaktif madde yayacak kadar etkili olmayacağını da belirtti.

NATO'nun radar sisteminin Türkiye'ye kurulması konusunda Ankara 2 şart öne sürdü. Bunlardan birincisi sistemin kontrolü yapılacak merkezde Türk subaylarının görev alması, diğeri de radarların sağlayacağı istihbaratın ne kadarının diğer ülkelerle paylaşılması konusunda Türk makamlarının bilgilendirilmesiydi. Sistemin kontrolü Almanya'daki Geilenkirchen NATO hava üssünden yapılacak. NATO'nun erken uyarı uçakları AWACS'ların konuşlandığı üste bir Türk generali komutasında Türk personel de yer alacak. Radarların sağlayacağı bilgi Türk makamlarıyla da paylaşılacak. Bu bilgilerin başka hangi ülkeyle ne şekilde paylaşılacağı da yine Türkiye'nin bilgisi dahilinde olacak. Türkiye'deki radar sisteminin komuta merkezi de Diyarbakır 2. Taktik Hava Komutanlığı'nda olacak. Komutanlık, Almanya'daki üsle iletişim ve koordinasyonu sağlayacak. 

Peki herhangi bir tehdit karşısında Türkiye nasıl korunacak?

Sensörlerin tehdidin varlığını algılamasıyla durdurucuların devreye girmesi arasında geçen sürede Türkiye’nin bir saldırının hedefi olması söz konusu olabilir. Türkiye’nin “Düğmeye basan biz olalım” ısrarının altında da bu kaygı yatıyor. Kalkanın merkezinin Türkiye topraklarında, örneğin İzmir’de bulunması da bu sürecin hızlandırılması ve kalkanın Türkiye’yi de koruyabilecek şekilde daha efektif kullanılması açısından önemli olduğu belirtiliyor. Ancak düğme sadece Türkiye’nin değil herkesin yani bütün müttefiklerin elinde bulunacak. Bu müttefikler arasında İsrail de bulunuyor. NATO yaptığı açıklamada Türkiye'nin istemesi üzerine İsrail ile füze savunma sistemi konusunda veri paylaşımı yapılamayacağını bildirdi.

Türkiye’de pek çok kişi tarafından tepki toplamasına rağmen füze kalkanı resmen devreye giriyor.

24:12:2011 tarihli Cnnturk haberi;

‘Türk yetkililerden edinilen bilgiye göre, NATO'da gelecek hafta sürecin tamamlanması ve düğmeye basılması için komite toplantısı yapılacak . Türkiye ve Amerika'nın ikili mutabakatının hayata geçmesi için son onay verilecek. Bu onayın ardından da Kürecik'te kurulacak erken uyarı radar sistemi faaliyete girecek.  Edinilen bilgilere göre Amerika Anti-balistic füze kalkanı önleyicilerini taşıyan savaş gemilerini de Akdeniz'e gönderecek. Anlaşmaya göre sistemin kurulumu için görevlendirilen 50'ye yakın Amerikan askerine Türk askeri de eşlik edecek.  İstihbarat bilgilerinin toplanacağı Almanya'daki komuta merkezinde bir Türk komutan da görev yapacak.’

Füze kalkanı bütün tepkilere rağmen kuruluyor. Evet proje Türkiye’nin yararına gibi gözüküyor fakat ortaklar yüzyıllardır Türkiye’nin konumundan faydalanmak isteyen ülkeler olunca insanın birkaç defa düşünesi geliyor haliyle. Bunlara rağmen herkesin ortak temennisi projenin Türkiye’nin yararına olması ve ilerleyen süreçlerde kimseye bağımlı kalmadan milli savunma kalkanını kurmasıdır.

Kaynaklar:

http://www.21yyte.org/tr/yazi5771-Fuze_Kalkani_Projesi_ve_Turkiye.html

http://www.ntvmsnbc.com

http://www.cnnturk.com