elektrik port üyelik servisleri elektrik port üyelik servisleri

Sönmeyen Umut:
Türk Havacılık Sanayi 2. Bölüm

Bir önceki yazımızda ilk Türk uçağını üreten Vecihi Hürkuş'un, uçak üretimi konunda büyük çabalarını ve Nuri Demirağ'ın uçak sanayinin oluşması için attığı adımları sizinle paylaşmıştık. Yazı dizimizin bu ikinci bölümü ile devam ediyoruz.



A- A+
22.11.2011 tarihli yazı 10717 kez okunmuştur.

Sönmeyen Umut: Türk Havacılık Sanayi 1. Bölüm için tıklayınız. 


Nuri Demirağ, Beşiktaş ve Yeşilköy’e kurduğu fabrikalarda projelendirme ve çizim işlerini yapması için ilk uçak mühendislerimizden Selahattin Reşit Alan’ı görevlendirmiştir. Yapılan çalışmalar meyvesini vermiş 1936 yılında tek motorlu bir uçak üretilmiştir.  Demirağ, 1938 yılında ise Türkiye’nin ilk yolcu uçağı NuD-38 imal etti. 1944 yılında da bu uçakları dünya havacılığı A sınıfına almıştır. Nuri Demirağ bu başarısıyla THK’dan hem NuD-38 hem de de NuD-36 için siparişler almıştı. THK, NuD-38 için Eskişehir de test uçuşu ister. Test uçuşu sırasında Selahattin Alan iniş sırasında yerde bulunan büyük bir hendeğe çarpar ve vefat eder. Bunun üzerine zaten sırada bekleyen Demirağ karşıtları THK’dan siparişlerin iptal edilmesi için baskıda bulunur ve başarır. Olay mahkemeye taşınır bilirkişi raporuna rağmen mahkeme THK’yı haklı bulur. Böylece 1943 yılında önce Gök Okulları, sonra da fabrikalar kapatılarak istimlak edilir ve uçaklar hurdaya ayrılır. Demirağ fabrikalarının kapanmaması için çok uğraşsa da dönemin siyasi koşulları içinde elinden pek de bir şey gelmemiştir.


Türk Hava Kurumu ise 1936 yılından itibaren planör ve hafif uçak üretmeye başlamıştır. Öncelikle Akköprü’de bir atölye kurmuş daha sonra üretimin artırılması için atölye fabrika haline getirilmiş ve Etimesgut’a taşınmıştır. II. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birçok Polonyalı mühendisin Nazi zulmünden kaçarak Türkiye’ye sığınmasıyla Alman sanayisinin bilgi birikiminden faydalanılmaya başlanmış, Etimesgut’taki bu fabrika üretim merkezi olmaya başlamıştır. Türk Hava Kurumu ilk önemli başarısını THK-5A’ı üreterek göstermiştir. Altı yolcu kapasiteli bu nakliye uçağı Paris’teki Air Show’a gönderilmiş burada büyük ilgi görmüş, Danimarka’dan bir adet sipariş almıştır. Böylece THK ilk uçak ihracını gerçekleşmiştir.1950 yılında büyük ekonomik krize kadar THK-1’den THK-16’a kadar değişik tipte uçaklar üretmiştir.1950 yılındaki krizle birlikle yüklü borcun altından kalkılamayacağı anlaşılmış 1952’de kurum Makine ve Kimya Enstitüsü’ne devredilmiştir. Böylece Etimesgut’taki fabrikaya da ihtiyaç kalmamıştır. Yine bu yıllarda havacılık sanayisinin iyi bir temele oturması için Ankara’da bir rüzgar tüneli yapılması planlanmış, 1947’de inşasına başlanan proje uçak sanayimizin yok olmaya yüz tutuğu 1950’de bitirilmiştir. Yıllarca mescit, depo, yemekhane olarak kullanılan yapı nihayet 1993 yılında tekrar yapılandırılmış, elli sene gecikmeyle yeniden havacılık sanayisi için kullanılmaya başlanmıştır.





Ankara’da kurulan rüzgar tüneli Avrupa’nın birçok ülkesinden önce bir rüzgar tüneli inşa eden Türkiye, havacılık sanayisinin 1950 yılında çökmesiyle rüzgar tünelini ancak 1993 yılında gerçek amacıyla kullanmaya başlamıştır. Bu yapı bugün halen etkin olarak kullanılmaktadır.

Peki nasıl oldu da bu işleyen çark bozuldu? İkinci dünya savaşının bitimiyle birlikte ABD ve Sovyetler iki büyük güç olarak ortaya çıktı. Avrupa ise bu dönemde savaşın getirdiği zararın altında ezilmekteydi. Sovyetler de bunu fırsat bilerek komünizm propagandasını Avrupa’da giderek şiddetlendiriyordu. Özellikle Doğu Avrupa ve Yunanistan’da ciddi bir etkinlik sahası oluşturmuştu. Amerika da buna karşın önce Truman Doktrini’ni devreye sokmuş, Türkiye ve Yunanistan’a 400 milyon dolar yardımda bulunmuştur. Bu paranın 100 milyon doları Türkiye’nin payına düşerken Türkiye bu paranın neredeyse yarısını hava kuvvetlerine harcamıştır. Truman Doktrini’ni Marshall planı izlemiş, bu sefer para yardımıyla büyük miktarda askeri sanayi yardım da alan Türkiye’nin değil uçak, conta bile üretmesine gerek kalmamıştır. Bu yardımlarla birlikte Türkiye’nin zihniyeti de değişmiş, daha ucuzu varken bir başkasını üretmemek daha akıllıca gelmiştir. Böylece THK hiç sipariş alamaz olmuş, İkinci Dünya Savaşı boyunca iki yüze yakın uçak üreten Etimesgut’taki fabrika giderek bir buhrana sürüklenmiş ve 1950 yılında kapatılmak zorunda kalınmıştır. Daha sonraları NATO’ya girilmesiyle birlikte tamamen Amerikan fuarından oluşan bir hava kuvvetleri meydana gelmiştir. Türkiye bu yanlış tercihini pahalı Amerikan teknolojisine bağlı olmakla ödemekle kalmamış, kendi hava gücünü etkin olarak kullanamaz hale gelmiştir. 



Türk havacılığının kronolojisi

Yeni kurulan bir devlet için ancak hayal olabilecek kadar iyi başlayan bu serüven, önce Türk Hava Kurumu ve dönemin katı devletçi politikası tarafından sekteye uğratılmış, sonraları davanın en ateşli temsilcisi haline gelen THK yanlış politika ve zihniyet sonucu kendini feshetmek zorunda kalmıştır. Son yıllarda uçak ve hava sanayimizin aldığı yol takdire şayan olsa da ülke olarak yetmiş-seksen yılımızın çalındığı gerçek.


 


Mehmet Cem Ateş


 


Kaynaklar    


http://www.airporthaber.com/readnews.php?newid=16955


http://www.zekienesakkan.com/index.php?option=com_content&view=article&id=61:stikbal-goeklerdeydi-1&catid=41:havaclk&Itemid=68


http://thk.org.tr/web2011/


www.webhatti.com/tarih/542833-marshall-plani-ve-turkiyeye-etkileri.html


http://www.izmiraerospace.com/presentations/3_BANU_ONARAL.pdf


 

Mehmet Cem Ateş Mehmet Cem Ateş Yazar Hakkında Tüm yazıları Mesaj gönder Yazdır



Aktif etkinlik bulunmamaktadır.
ANKET
Endüstri 4.0 için En Hazır Sektör Hangisidir

Sonuçlar