elektrik port üyelik servisleri elektrik port üyelik servisleri

Röportaj |
Atlas Copco'nun Rüzgar Enerjisi Endüstrisine Özel Hizmet ve Çözümleri | Sn. Uğur Macit

Rüzgâr enerjisi bugün hem dünyada hem de Türkiye’de en hızlı büyüyen yenilenebilir enerji alanlarından biri. Atlas Copco Endüstriyel Teknik, rüzgâr enerjisi sektörünü yönlendirmeye yardımcı olan çözümleriyle dikkat çekiyor. Prosesleri ve operasyonları daha hızlı, daha güvenli ve daha akıllı hale getirmeyi hedefleyen şirket, dünyanın hemen hemen her yerinde rüzgâr türbinleri için cıvata sıkıcı ve gerdirme çözümleri sunuyor. Rüzgâr endüstrisi müşterilerine “özelleştirilmiş çözümler” de sunan Atlas Copco Endüstriyel Teknik’in Endüstri Bölüm Müdürü Uğur Macit ile şirketin rüzgâr endüstrisine sunduğu hizmet ve çözümleri konuştuk.



A- A+
03.10.2022 tarihli yazı 3992 kez okunmuştur.

Atlas Copco Endüstriyel Teknik’in çalışmalarından bahseder misiniz?


Atlas Copco bildiğiniz gibi 1873 yılında İsveç’te kurulmuş o günden bu yana endüstriyel fikirlerin yuvası. Endüstriyel Teknik, Kompresör Tekniği, Güç Ekipmanları ve Vakum Çözümleri ile 180’den fazla ülkede bulunan, dünya genelinde 45 binden fazla çalışana sahip global bir marka. Türkiye’de sadece “Endüstriyel Teknik” için çalışan 130 kişiden büyük uzman bir ekibimiz var. Yüksek kaliteli endüstriyel elektrikli aletler, kalite güvence ürünleri ve montaj çözümlerinin yanı sıra yazılım ve satış sonrası hizmetler de sunuyoruz. Endüstriyel Teknik olarak son teknolojiyi kullanarak enerji, otomotiv, havacılık sektörleri ile hafif ve ağır endüstri alanında faaliyet gösteren birçok işletmeyi, ürettiğimiz çözümlerle yeni nesil üretimde bir adım öteye taşıyoruz. Ayrıca sürdürülebilir sanayi verimliliğine yönelik çözümlerimizle müşterilerimizin bir numaralı stratejik iş ortağı olmayı amaçlıyoruz.



 

Dünya ve Türkiye endüstrisinde de son yıllarda rüzgâr enerjisi kullanımında yoğun bir artış görüyoruz. Bu artışın nedenleri hakkında bilgi verebilir misiniz?


Günümüzde küresel enerjinin yüzde 80’i fosil yakıtlardan elde ediliyor. Güneş, rüzgâr ve su gibi yenilenebilir enerji kaynakları kömür, petrol ve doğalgaz gibi fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltmada en kritik rolü üstleniyor. Gerek çevre dostu olması gerek yakıt maliyetlerini minimize etmesi ile rüzgâr enerjisi kullanımı küresel olarak son 10 yılda ortalama dört katına kadar çıkmış durumda. Küresel Rüzgâr Raporu 2021’de (Global Wind Report 2021, GWEC) açıklanan verilere göre rüzgâr enerjisi 2020’de, yıllık %53 büyüme ile tarihteki en iyi sıçramayı yakaladı. Türkiye’de de rüzgâr enerjisinin gücü her geçen gün artıyor. Türkiye Rüzgâr Enerjisi Birliği’nin (TÜREB) verilerine göre, toplam kurulu güç 10.585,15 MW’ye ulaştı. Ciddi bir atılım gerçekleştiren rüzgâr enerjisi sektörü, 2021 yılının Aralık ayına kadar olan süreçte; 272 santralden, 3 bin 868 türbin ile elektrik üretiminin yüzde 9.2’sini karşıladı. Evet, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de her geçen gün artan bir talep gözleniyor. Çünkü rüzgâr enerjisi yenilenebilir ve tükenmeyen ve bir kaynak. İlk kurulum maliyetinin yüksek olmasına karşın çabuk kurulabiliyor, kurulduğu bölgede tarım ve hayvancılığa engel oluşturmuyor. Yakıt maliyeti olmaması nedeniyle nispeten düşük işletme maliyetleriyle ön plana çıkıyor. Endüstriye hem çevresel hem de maliyet açısından artı değer sağlıyor.
 

Son yıllarda rüzgâr türbinlerinde kullanılan teknoloji oldukça ilerledi. Atlas Copco’nun rüzgâr enerjisi sektörünün dijitalleştirilmesi adına sahaya sunduğu çözüm ve avantajları bizimle paylaşır mısınız?


Dördüncü sanayi devrimi ile “üretim ve montajın dijitalleştirilmesi” başladı. Bu dönemin en önemli tetikleyicisi; insanlar, ekipmanlar ve makineler arasında bağlantı kuran teknolojilerin geliştirilmesi ve kullanılmasıdır diyebiliriz. Otonom sistemler dünyasında otomasyon gerekliliği rüzgâr endüstrisine de girmeye başladı. Atlas Copco olarak nihai hedefimiz, müşterilerimizin proseslerini ve operasyonlarını daha hızlı, daha güvenli ve daha akıllı hale getirmektir. Bu hedef doğrultusunda rüzgâr endüstrisi üretiminin dijitalleştirilmesine ve böylelikle akıllı fabrikanın sahaya getirilmesine yardımcı olan “Akıllı Bağlantılı Cıvatalama” çözümleri sunuyoruz sahaya. Bunun için standart el aletleri yelpazemizi üretmeye devam ederken, aynı zamanda sensörlere ve dâhili bir zekâya sahip olan yeni bir “akıllı el aleti” yelpazesi oluşturduk. Bugün hidrolik anahtarlar, cıvata gerdiriciler, elektrikli ve bataryalı somun sıkıcılar, hatta manuel tork anahtarları gibi tüm ürün grupları için hem endüstriyel hem de akıllı çözümlerden oluşan eksiksiz bir ürün yelpazesi sunabiliyoruz.


 

Cıvatalı montajproseslerinde işletmelerin her gün karşılaştığı zorluklar malum. Akıllı el aleti yelpazenizdeki ürünler, bu zorlukların aşılmasında nasıl bir rol üstleniyor?


Akıllı el aletlerinin kullanımıyla; insan kaynaklı hata, ekipman arızası, zaman baskısı, kötü hava koşulları gibi riskler en aza indiriliyor. Veri izlenebilirliğine duyulan ihtiyaç, diğer sektörlerde olduğu gibi rüzgâr sektöründe de son derece önemli. Akıllı cıvata gerdiricilerin verileri kaydedebilmesi, proseslerin doğru şekilde yürütüldüğünden emin olunmasını sağlıyor. Böylece türbinlerin güvenli bir şekilde üretilmesine, geliştirilmesine ve kurulmasına yardımcı oluyor.
 

Daha geleneksel çözümlerle karşılaştırıldığında akıllı cıvatalamanın sağladığı avantajlar nelerdir?


Manuel çözümlerden akıllı çözümlere geçişin avantajları arasında; prosesi daha hızlı hale getirmesi, küçük alanlarda daha verimli çalışılabilmesi, minimum operatör etkileşimi gerektirdiğinden operatöre zaman kazandırması, veri kaydetme özelliği ile hataların erkenden tespit edilebilmesi ve hataların gerçekleşmeden önlenebilmesi bulunuyor. Geleneksel olarak bir teknisyen, bazı verileri fiziksel olarak kağıda ya da tablet gibi bir cihaza elektronik olarak kaydettiği manuel dokümantasyon prosedürleri kullanır. Ancak insan faktörünün devrede olması, tüm prosesi riske açık hale getiriyor. Akıllı el aletleri kullanılarak bu riskler en aza indirilebiliyor, hatta tamamen ortadan kaldırılabiliyor. Bunun nasıl gerçekleştiğini şöyle açıklayabilirim: Aletlerde entegre sensörlerin kullanılması, operatörün cıvatalama işlemi sırasında doğru prosesi izlemesine rehberlik ediyor. Akıllı el aletleri sürecin tam kontrolüne olanak tanıyor. Bu da prosesin herhangi bir bölümünde gerçekleşebilecek kalite kusurunun erkenden tespit edilebilmesini mümkün kılıyor. Böylece hata önceden fark edilerek hem maddi kayıp hem de zaman kaybı engelleniyor. Alternatif olarak yapılan hataları kaydeden akıllı çözümlerle kalite kontrolüne olan ihtiyaç ve servis talepleri de azalıyor. Ayrıca sensörlü el aletlerinin performansları izlenebiliyor ve hizmet ömürleri optimize edilebiliyor. Bu da işletme maliyetlerini azaltabiliyor.
 

Özelleştirilmiş rüzgâr enerjisi gerdiricileriniz ve potansiyel faydaları hakkında da bize bilgi verebilir misiniz?


Rüzgâr sektöründe standart bir rüzgâr türbini tasarımı olmaması her şirketin ısmarlama bir türbin yaratmasına neden oluyor. Bu da ısmarlama gerdirme çözümleri yani “özelleştirilmiş bir tasarım” ihtiyacı doğuruyor. Cıvatalama süreçlerinde "daha hızlı, daha güvenli ve daha akıllı" hale getiren özelleştirilmiş çözümlerin dinamik ve uyarlanabilir olması, bu sistemlerin ihtiyaç duyulan her yerde kullanılabilmesine de olanak sağlıyor. Biz müşterilerimiz için optimize edilmiş çözümler sunuyoruz. Onlar için özelleştirilmiş çözümler üzerinde tasarım ve üretim için çalışan özel bir mühendislik ekibi kurduk. Çünkü müşterilerimize daha hızlı yanıt verebilmek ve süreci geliştirme konusunda daha çevik olmak istiyoruz.
 

Rüzgâr enerjisi sektörü için bundan sonraki çalışmalarınız hakkında bilgi verir misiniz?


Atlas Copco Endüstriyel Teknik olarak süreç güvenliğini en üst düzeye çıkarıp, operasyonel riskleri en aza indirirken aynı zamanda toplam maliyetlerin de düşmesini sağlıyoruz. Bugün olduğu gibi bundan sonra da müşterilerimizin yenilenebilir enerjiyi en verimli ve uygun maliyetle üretmelerine yardımcı olmaya devam edeceğiz.

ANKET
Endüstri 4.0 için En Hazır Sektör Hangisidir

Sonuçlar
Aktif etkinlik bulunmamaktadır.