%100 Yenilenebilir Şebeke Mümkün mü?

Fosil yakıtların her geçen gün küresel iklim krizini tetiklemesinin etkilerini yakından takip etmekteyiz. Bu durumu tamamen değiştirmeyi hedefleyen, yeşil bir dünyaya merhaba demek için Birleşik Devletlerin yenilenebilir şebeke modeline yakından göz atalım.

A- A+

25.12.2021 tarihli yazı 3046 kez okunmuştur.

Dünyanın saygın üniversitelerinden olan Stanford Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmaya göre, Amerika Birleşik Devletleri'nin tamamen rüzgar, su ve güneş enerjisiyle çalışan enerji sisteminin depolamayla birleştirerek yalnızca elektrik kesintilerini önlemekle kalmayıp, aynı zamanda enerji gereksinimlerini ve tüketici maliyetlerini de düşüreceğini ifade etti. Ayrıca, bu gelişme uzun vadede 4,7 milyon istihtam yaratacak, sağlık sektöründen arazi alanlarına kadar birçok sektöre rahat bir nefes aldıracaktır.

Sürekli doğa olaylarının sıklıkla meydana geldiği Kaliforniya, Teksas gibi eyaletlerde uzun sureli elektrik kesintileri halkı ve yerel yönetimleri çaresiz bırakmakatadır. Yakın zamanda tutarsız elektrik kesintileri de önemli ölçüde sonlandıracaktır.

►İlginizi Çekebilir: Yenilenebilir Enerji Alanında Dünya'nın En Büyük 10 Projesi

Akıllı Şebekelerin Yenilenebilir Enerji Sektöründeki Önemi

Yenilenebilir enerji kaynaklarının entegrasyonu dağıtım şebekeleri için önemli bir konudur. Akıllı şebekeler kavramı verimli ve güvenilir enerji temini için bilgi teknolojileri ve haberleşme sistemleri kullanımıyla elektrik üretim, depolama, tüketim ile dağıtım ve iletim sistemlerinin esnek kontrolünü hedefler. Özellikle ERP, SCADA, DMS, OMS, OSOS, CBS, CRM, WFM ve EDM gibi farklı özel sistemler arasındaki entegrasyonların durumu önem kazanacaktır. Hangi teknolojinin seçildiği de firma açısından stratejik bir konudur. Bu açıdan bakıldığında entegrasyon enerji firmaları için sadece teknik değil ticari açıdan da önem taşımaktadır.

Simülasyon Çalışmaları

Yenilenebilir Enerji dergisinde yayınlanan bir çalışmada, sektör genelinde %100 yenilenebilir elektrik ve ısıya geçişi, pil depolama dağıtımını ve talep yanıtını takiben 2050-51 için 50 ABD eyaleti ve bölgesinin tamamında şebeke istikrarı çeşitli programlarla simüle edildi. Sonuç olarak, Kaliforniya'da yaz aylarında veya Teksas'ta kış aylarında bile elektrik kesintisi meydana gelmediği görüldü. En önemli çıkarımı ise dört saatten fazla depolama süresine sahip pillere olan ihtiyacı da sonlandırdığı tespit edildi.

Stanford araştırmacıları Tarafından yapılan ikinci bir simülasyona göre; Alaska ve Hawaii ile California, Texas, New York ve Florida gibi eyaletlerde gerçekleştirilen senaryolarda, açık deniz rüzgar türbinleri, çatı güneş panelleri, kara rüzgar türbinleri, şebeke güneş panelleri ve konsantre güneş enerjisi santrallerinde muazzam bir genişleme olduğu görüldü. Araştırmacılar, fosil yakıt endüstrisinin şu anda sahip olduğu %1.3'e kıyasla, yeni enerji jeneratörlerinin ABD topraklarının %0,84'ünü kaplayacağını keşfettiler.

Önemli Bulgular

Çalışmanın en önemli bulgularından, uzun süreli pillerin şebeke istikrarını korumada ne gerekli ne de faydalı olduğuydu. Bunun yerine, araştırmacılar, mevcut pilleri dört saat veya daha kısa bir depolama süresiyle bağlayarak şebeke istikrarının sağlanabileceğini gördüler.

Türkiyedeki önemli yenilenebilir sektöründeki gelişmelerden birine örnek verecek olursak, Vodafone Grubu Üst Yöneticisi Nick Read, Vodafone Türkiye'de bu yıl %100 yenilenebilir enerji hedefine planlanan tarihten 3 yıl daha erken ulaşarak, şebekesinin tamamında %100 yenilenebilir enerji kullanan ilk ve tek operatör olduğunu ifade etmiştir. Bu sayede, yıllık 135 GWh enerji tasarrufu sağlandığını ifade etmiştir.

Kaynak:
►Dönmez, M. (2013). Akıllı şebekeler ve entegrasyon (smart grids and integration). BTC Business Technology
►www.aa.com.tr/tr/sirkethaberleri/bilisim
►gelecekbilimde.net/akilli-sebeke-nedir
►enerjigazetesi.ist/turkiyede-iklim-degisikligi-algisi-ve-yenilenebilir-enerji-tercihleri/