Elektriklendirilmiş Elyaf ile Deniz Suyundan Uranyum Çekme
Günümüzde radyoaktif atıklar için bir depolama alanının mevcut olmaması nükleer enerji santrallerinin bu atıkları denize atmasına sebep olmaktadır. Stanford Üniversitesi’nden bir araştırma ekibi deniz suyundan uranyum çeken bir elyaf üretti. Detaylar haberin devamında..
26.04.2017 tarihli yazı 13419 kez okunmuştur.
Nükleer enerji atıklarının, enerji kaynağı dönüşümünde fosil yakıtlardan çok daha kolay yöntemlerle uygulanabilirliği tartışmalı bir konudur. Yeraltı uranyum rezervleri düşüşte olabilir fakat okyanuslar tonlarca metal içeriyor ve bunları ayıklamak için bir çözüm üretilmesi gerekiyor. Bu nedenle Stanford Üniversitesi’nden araştırma ekibi, deniz suyundan uranyum çeken ve malzemelerin kapasitesini, hızını artıran ve de yeniden kullanabilir olmasını sağlayan bir yöntem geliştirdiler.
► İlginizi Çekebilir: Nükleer Santral Nasıl Çalışır?
Araştırmacılar, enerjinin bu olayın bir parçası olması gerektiğine inanıyor ve karbon içermeyen enerji ile uranyuma ulaşmada nükleer enerjinin önemli bir parçası olduğunu belirtiyor. Enerji israfının ortadan kaldırılmasına ve ara sıra meydana gelen Fukuşima felaketlerine rağmen nükleer enerjinin, fosil yakıt kaynaklarından daha temiz olması da bunu desteklemektedir.
Daha önce Oak Ridge araştırmacıları sünger gibi bir gereç yardımıyla uranyumdan uranil iyonlarının çekilebileceğini ispat etmişlerdi. Bunu, iyonları çeken elyafın yüzeyindeki amidoksim adı verilen kimyasal bir bileşik yardımıyla yaptılar. Malzeme doymuş hale geldikten sonra uranil, plastik maddeyi kimyasal olarak işleyerek serbest bırakabildi ve daha sonra tepkime kabıyla arıtıldı.
Araştırma ekibi buna benzer bir sistem kullanarak karbon ve amidoksimden oluşan bir elyaf ürettiler. Bu sayede elyaftan daha fazla uranil çekildi. Bu yöntem önceki sistemde üç ana bölgede geliştirildi: Elyafların ne kadar çok uranil tutabileceği, iyonları yakalama hızları ve ipliklerin tekrar kullanabilirliği.
► İlginizi Çekebilir: Nükleer Reaktörler ve Çevre Kirliliği | 1. Bölüm
Üst üste yapılan testlerden sonra elyaf malzemesi tamamen doymuş olduğunda dokuz kat daha fazla uranil yakalamış ve daha fazla alana sahip olmuştur. Araştırma ekibinin yeni elyafları, 11 saatlik bir zaman diliminde önceki malzemeden üç kat fazla uranil emmeyi başarmış ve üç kez de yeniden kullanılabilir hale gelmiştir.
Araştırmacılar bunun ticari olarak pratik bir yol olmasa da gelecek için atılmış büyük bir adım olduğuna inanıyorlar. Araştırma Nature Energy dergisinde yayınlandı.
Kaynak:
► newatlas
► newatlas
YORUMLAR
ANKET
- Dünyanın En Görkemli 10 Güneş Tarlası
- Dünyanın En Büyük 10 Makinesi
- 2020’nin En İyi 10 Kişisel Robotu
- Programlamaya Erken Yaşta Başlayan 7 Ünlü Bilgisayar Programcısı
- Üretimin Geleceğinde Etkili Olacak 10 Beceri
- Olağan Üstü Tasarıma Sahip 5 Köprü
- Dünyanın En İyi Bilim ve Teknoloji Müzeleri
- En İyi 5 Tıbbi Robot
- Dünyanın En Zengin 10 Mühendisi
- Üretim için 6 Fabrikasyon İşlemi
- DrivePro Yaşam Döngüsü Hizmetleri
- Batarya Testinin Temelleri
- Enerji Yönetiminde Ölçümün Rolü: Verimliliğe Giden Yol
- HVAC Sistemlerinde Kullanılan EC Fan, Sürücü ve EC+ Fan Teknolojisi
- Su İşleme, Dağıtım ve Atık Su Yönetim Tesislerinde Sürücü Kullanımı
- Röle ve Trafo Merkezi Testlerinin Temelleri | Webinar
- Chint Elektrik Temel DIN Ray Ürünleri Tanıtımı
- Sigma Termik Manyetik Şalterler ile Elektrik Devrelerinde Koruma
- Elektrik Panoları ve Üretim Teknikleri
- Teknik Servis | Megger Türkiye
Aktif etkinlik bulunmamaktadır.