elektrik port üyelik servisleri elektrik port üyelik servisleri

Görünmezlik Hayal mi Gerçek mi?

Görünmezlik denilince akla genelde bilim kurgu filmleri veya kitapları gelmektedir. Bazen görünmezlik, bir pelerin takarak bazense parmağa geçen bir yüzük sayesinde kazanılmaktadır. Bir taraftan insanoğlunun tarih boyunca en önemli gayelerinden birisi olmuş diğer taraftan Platon tarafından ahlak felsefesine konu edilmiştir. Peki, görünmezlik gerçekten mümkün mü? Görünmez olmanın başka bir yolu var mı? Ya da önümüzdeki gerçeği göremiyor muyuz? Detaylar haberimizde.



A- A+
25.10.2021 tarihli yazı 4774 kez okunmuştur.
Yaşadığımız yüzyılın en büyük teorik fizikçilerinden ve sicim teorisini bulanlardan birisi olan Michio Kaku, yazdığı Olanaksızın Fiziği kitabında, bugün hayal ettiğimiz teknolojilerin, örneğin; ışınlanma, zamanda yolculuk, devridaim makinelerinin, gerçekleşme olasılıklarında daha doğrusu hangi şartlar altında olup, olamayacağından bahseder. Michio Kaku için görünmezlik 1. Sınıf bir olanaksızıdır. Yani kendisinin ifadesiyle, kesinlikle önümüzdeki birkaç on yıl veyahut en geç bu yüzyıl içinde gerçekleşecektir. Fiziksel olarak görünmezliğin sırları, ünü Maxwell denklemlerinin ortaya çıkmasıyla açığa kavuşmuştur. Buna göre bir insanın pelerin takarak görünmez olması için ilk önce sıvı hale gelinceye kadar ısıtmak, buhar oluncaya kadar kaynatmak, sonrasında kristal hal kazandırarak tekrar soğutulması gerekmektedir, yani normal şartlar altında görünmez olmak biraz yorucu bir iştir.
 
 
İlginizi Çekebilir: Görünmezliğe Ulaşmak Mümkün mü?
 
Fakat yapılan bazı çalışmalarda bir cismi mikrodalga ışığa karşı görünmez hale getiren “metamalzeme” denilen malzeme kullanıldı. Metamalzemeler, bir maddenin içerisine elektromanyetik dalgaları alışılmışın dışında şekilde bükmeye yarayan çok küçük implantların yerleştirilmesiyle oluşturulur. Mikrodalga ışınlardan oluşan akan bir nehir düşünün, tam ortasında büyük bir taş. Bu mikrodalga ışınlarında oluşan nehir, kayanın etrafından dolaşıp geçecektir. Yani adeta bu metamalzemeler ışınlara yol gösterip, cisimlerin etrafından dolaştıracaktır. Metamalzemeler temelde kendilerinin “kırılma indisini” değiştirme özelliğine sahiptir. (Kırılma indisi ışık hızının, ortam içindeki ışık hızına bölünmesiyle elde edilir). Eğer metamalzemelerin içindeki kırılma indisi, ışığın cismin etrafından kıvrıla kıvrıla geçmesi ve bunu görünür ışık altında gerçekleşmesi halinde görünmezlik olayı gerçekleşmiş olur. Işığı cisimlerin etrafında görünür ışık karşısında bükmek için daha çok uzun bir yol olsa da yarı iletken sanayide kullanılan ve silikon yongaların içerisine milyonlarca transistör sığdırmaya yarayan “fotolitografi” tekniğini kullanarak, kırmızı ışık için -0,6 kırılma indisine sahip bir metamalzeme oluşturuldu. Sırada ise kırmızı ışığı nesnenin etrafında döndürerek görünmez kılacak adımda. Günümüzün popüler ise teknolojileri görünmezliğe farklı bir bakış açısıyla bakarak bunu gerçekleştirirler.
 
 
Görünmez olmaya farklı bir açıdan baktığımızda, en aşina olduğumuz kısımda yeşil ekran teknolojisini kullanarak görünmezlik denemelerini görürüz. Fakat bizim için önemli olan kısımda, yapay zekâ uygulamaları ile karşılaşırız. Çoğumuz fark etmesek bile etrafı gözleyen yüzlerce sensör ve kameralarla donatılmış bir dünyada yaşıyoruz. Yani bu demek oluyor ki her gün yüzlerce kamera bizlerin görüntüsünü kaydetmiş oluyor. Sizce böylesine dijital bir dünyada yapay zekâya karşı bir görünmezlik pelerinin takabilir miyiz? Yapay zekâ, insan zekâsının akıl yürütme, anlam çıkartma, geçmiş deneyimlerden çıkarım yapabilme gibi yetilerini bir bilgisayarlarda ya da makinelerde modellemesidir. Günümüzdeki bazı uygulamaları, bazı fotoğraf ve resimlere bakarak çeşitli çıkarımlar yapmasıdır. Örneğin fotoğraflarda ki nesnelerin tanımlanması (insan, araba, kalem vb.) ya da videolarda ki yapılan aktiviteler hakkında çeşitli çıkarımlar yapabilmektedir. 
 
 
Etraftaki bütün insanları bulmak için tasarlanmış bir yapay zekâ olduğunu düşünün. Sizin etrafınızdaki herkesi tespit ettiği halde sizi bulamıyor. Bunun nedeni algoritmayı kandırmaya yarayan, sizin üzerinize giydiğiniz tişört veya elinizde tuttuğunuz kâğıttaki desenler olabilir.
YOLOv2 algoritması nesneleri ve kişileri tanılamış, sonrasında sıradan bir obje takılmış insanlara fakat yine tanımayı başarmış. En son resim de ise Algoritmayı kandırmaya yarayan resim koyulduğunda insanları tanımayı başaramamış.
 

 
Belçika’daki KU Leuven Üniversitesinden bir grup araştırmacı tarafından yapılan çalışmalar bunun mümkün olabileceğini göstermiştir. Araştırmacılar YOLOv2 (You Only Look Once) adlı nesne tanımlama algoritmasını üzerinde kullanılmış. Başlangıç durumunda algoritma karşısında duran kişileri ve objeleri tanımlarken, bir kişi özel hazırlanmış desenlerden oluşan bir posteri tuttuğu zaman algoritma tarafından bulunamamış, bir nevi görünmez olmuş. Fakat bu oluşturulan desenlerin her algoritmaya özel olduğunu söylemek gerekir. Belki fiziksel olarak görünmez olmaz olmak için daha uzun bir yolumuz var. Fakat bu tür yapay zekâ uygulamaları geliştikçe ve yaşadığımız dünyanın dijitalleşme hızı giderek arttıkça fiziksel olarak görünmez olmaya gerek bile kalmayabilir.
 
 
Kaynak:
 
Michio Kaku – Olanaksızın Fiziği
bilimgenc.tubitak.gov.tr/makale/yapay-zekayi-kandiran-gorunmezlik-pelerinini-tasarlamak
arxiv.org/pdf/1904.08653.pdf
Abdullah Yakşı Abdullah Yakşı Yazar Hakkında Tüm yazıları Mesaj gönder Yazdır



ANKET
Endüstri 4.0 için En Hazır Sektör Hangisidir

Sonuçlar
Aktif etkinlik bulunmamaktadır.