Nükleer Denemelerde Yaşanmış 7 İlginç Olay

İnsanlık tarihinin en büyük, en tehlikeli ve aynı zamanda da en çok sorgulanan buluşu kuşkusuz nükleer bombadır. Amerika’nın 2. Dünya savaşında attığı bombalar dışında, nükleer bombalar çok fazla duyulmadı. Nükleer gücün daha çok ülkeler arası psikolojik baskı aracı olarak kullanıldığını bilmekteyiz. Bunlardan ayrı, yazımızda nükleer testlerin yapıldığı noktalarda bazı ilginç ve hayret verici örnekler ortaya koyacağız. Şimdi bu ilginç sonuçlardan 7'sine göz gezdirelim.

A- A+

18.09.2016 tarihli yazı 16701 kez okunmuştur.

1) Nevada’da Nükleer Çukur

1984'te Nevada Çölünde, ‘Minas Miyth’ adında yürütülen nükleer bomba testinde, yerin 361 metre altına bir deneme bombası atıldı. Patlamadan sonra herhangi bir radyasyon izine rastlamayan araştırmacılar, ortamdaki test aletlerinin sökümü ve toplanması için alana inmişlerdi. Ancak 3 saat 13 dakika sonra test yapılan alan birdenbire çökerek 100 metre genişliğinde ve 5 metre derinliğinde bir gedik açtı. Kaza sonucu 1 ölü ve çok sayıda yaralı olduğu rapor edildi. Ayrıca yüksek maliyetli test araçları ve teknolojik aletler ciddi biçimde hasar gördü.

2) Mantar Bulutlarındaki Dronlar

Amerikan deniz (navy) ve kara (army) ordusunun ortak tatbikatında (OperationCrossroads) nükleer bombaların gemilerdeki etkilerini test etmek amacıyla bir deneme gerçekleştirildi. Bomba atımından kısa süre sonra, mantar şeklindeki bulutlardan dolayı pilotların ortama girişi yasaklandı. Bunun yerine uzaktan kontrol edilebilinen savaş dronları kullanıldı. Bu uçaklar üzerinde pilot olmadan inip kalkma özelliğine sahipti. Şimdilerde önemsiz gelmekle beraber, aslında o zamanlar için çok büyük bir başarıydı.

►İlginizi Çekebilir: Nükleer Enerji Dosyası | 1. Bölüm

3) Sincan Uygur Özerk Bölgesindeki Nükleer Fırtınalar

Çin’in en karışık bölgelerinden Sincan Uygur Özerk Bölgesi 1960-1980 arasında yapılan yerüstü nükleer testlerin ortak noktasıydı. Sonuç olarak patlamalardan sonra yüksek miktarda nükleer parçacıklar havaya saçıldı ve yağmur gibi insanların üstüne dağıldı. Fakir ve cahil olarak görülen bu bölge için herhangi bir gerçek koruma sağlanmadı. Sonuç olarak bilim adamları bu bölgedeki 100.000'den fazla insanın radyasyon sebebiyle öldüğünü tahmin ediyor. Ayrıca kanıtlanmış bir gerçek şudur ki; bu bölgedeki kanser risk oranı normal Çin vatandaşlarına göre %30 daha fazla.

►İlginizi Çekebilir: Nükleer Reaktörler ve Çevre Kirliliği

4) Trinity’i Eleveren Kodak Filmleri

‘Trinity’ nükleer testi Amerika Birleşik Devletleri’nin dünyadan sakladığı bir testti. Kodak çalışanları bu sır açığa çıkmadan önce bir şeylerin yanlış gittiğini düşündüler. Kodak genellikle radyoaktif malzemeden etkilenmemiş kartonlar kullanırdı. (İndiana’da bulunan kağıt fabrikasından) Fakat Ağustos 1945'te Kodak çalışanları filmlerin buğulandığını farkettiler. Akla gelen en mantıklı tahmin ise Amerika topraklarında bir nükleer patlama olduğu yönündeydi. Bilimadamları ise akıllıca davranıp bu sırrı 1949'a kadar sakladılar ve Kodak firması da radyasyonu emmesi için fabrikalarına hava filtresi takmak zorunda kaldı.

5) Argus Operasyonu

Atmosferde patlayan nükleer bombaların partikülleri Dünya çevresinde yapay bir radyasyon kemeri oluşturabilir mi? Bu teorinin sahibi fizikçi Nicholas Christofilos’u teyit etmek maksadıyla şu ana kadar dünyada tek yerüstü (atmosfer) nükleer deneyi olan Argus Operasyonu 1958 de Güney Afrika’da yapıldı. 9 uzay gemisi ve 3 nükleer bomba yüklü roketle yola çıkan filo patlamadan önce 160, 293 ve 750 km irtifaya ulaştı. Sonuç olarak bu teori kanıtlandı ve ayrıca oluşan radyasyon kemerinin kısa sürede yok olmasına karşın, ilerde yapılacak araştırmalara ışık tutacağı da aşikar.

6) Atomik Tank

Ağustos 1953'te bir nükleer patlamanın merkezüstünden yaklaşık 450 metre uzağına yerleştirilen bir Avustralya (centurion) tankı teste tabi tutuldu. Deneyin, savaş alanını aratmaması bakımından tankın motoru dahi çıkarılmadı. Hiç kimsenin ummadığı bir şekilde tank, 9-kilotonluk bir patlama etkisine rağmen ayakta kalmayı başardı. Patlama, tankın sadece gövdesi ve kapağını uçurdu. Motoru ise yakıt bitene kadar çalışmaya devam etti ve ayrıca patlamanın etkisiyle 1,5 metre geriye sürüklenen tank, hala savaşabilme yeteneğine sahipti.

7) Uranyum Hidrit Bomba Testleri

1939 da Robert Oppenheimer tarafından bir uranyum hidrit bombası yapımı ortaya atıldı. Bu nükleer silahta amaç; daha az uranyum kaybı için döteryum ve parçalanabilir uranyum kullanarak, kendiliğinden tetiklenebilen bir zincirleme nükleer reaksiyonu elde etmekti. Bu tasarım nükleer silahları daha yoğun ve etkili kullanabilmek için tasarlandı. Bomba 90 metre uzunluğundaki kuleye yerleştirildi ve 1,5-3 kiloton civarında güç sağlaması öngörüldü. Ancak utanç verici bir şekilde sadece 0,2 kilotonluk bir verim sağladı ve yerleştirildiği hassas kuleye bile zarar veremedi. Daha sonra yapılan testler daha başarılıydı ve yerleştirildiği 30 metrelik bir kuleyi yerle bir eden nükleer bomba yapıldı.